Son Yazılar

27 Haziran 2017 Salı

Amatörlerin Fotoğrafçılık Rehberi


Kullanım Kılavuzunu Okumayın

Evet, kameranızla nasıl fotoğraf çekileceğini bildiğinizi ve kılavuzun tamamını okuduğunuzu varsayıyorum ...

... aslında, ben de yapmadım!


Kameranızı kutusundan çıkarın, hızlıca şarj edin ve otomatik modu seçerek en kısa sürede çekim yapmaya başlayın.

"Canon EOS 60D DSLR" Jung-nam Nam tarafından çekildi

Dürüst olmam gerekirse, yeni bir şeyi ne zaman alsam bu şekilde davranırım. Sadece, bir şeyin nasıl çalıştığını çıkaramazsam, kullanım kılavuzuna başvururum.

Her neyse, dolaşıyor ve yakınlaştırma yaparak yakınımdaki her şeyi - özellikle de ördeklerin - fotoğrafını çekmeye çalışıyordum. En sonunda kullanım kılavuzuna başvurma ihtiyacı hissettim. Bir amatör fotoğrafçı olarak aynı şeyi yeni bir kamera ile siz de yapmayı denediyseniz, eminim ki, aynı benim gibi, en sonunda, kamera üzerindeki düğmelerin ne işe yaradığını ve tüm sayıların ne anlama geldiğini öğrenmek istemiş, kameraları cep telefonlarından üstün kılan özellikleri merak etmiş olmalısınız — sadece ördeklerin fotoğrafını çekmeye odaklanmış olsanız bile (Eminim ki siz de birçok ördek fotoğrafı çekiyorsunuz! Neden? Yeni fotoğrafçılar neden birçok ördek fotoğrafı çeker ki? Sanki özel bir gün için ördek topluyor gibi! (yazar burada küçük bir şaka yapmaktadır[e.n.]).

"The Mallard and Hen" Mitch Johanson tarafından çekilmiştir

Sayıları Unutun

Bunu sizin için basit tutacağım, böylece hemen harekete geçebilir, etkileyici varlıkların fotoğrafını çekmeye başlayabilir ve her şeyin bilimi hakkında endişe duymaktan kaçınabilirsiniz. Kameranızı Tv, Av ya da manuel modlarda kullanıyorsanız bile, bunu atlayın.

Kameranızdaki ayarları değiştirmek için (Canon için) kameranızın üst kısmında  bulunan ve üzerinde M, Tv, Av gibi harfler bulunan kadranı çevirmeniz gerekecektir. Yeşil bir simge ya da üzerinde bazı fotoğraflar bulunan bir ayar seçtiyseniz, kameranız hala otomatik modda bulunuyor olacaktır, bu nedenle kameranızdaki birçok ayarı değiştirebilmeniz mümkün olmayacaktır. Kameranızda mevcutsa, M modunu seçin. Korkmayın; sadece ayarlarla oynayacaksınız, sınıf geçmeyeceksiniz.

Dur! F-Durak?

Peki, f/16 ya da f/5.6 ne?

Bu sayı, lensiniz için bir kontroldür (ışık, duraklarla ölçülür — uzaklığın santimetre ile ölçüldüğü bir bir cetveldeki gibi. Bu sayıların tarihi ve bilimi ile ilgili derinlere inmeyeceğim.) ve iki şeyi kontrol eder.

Standart, ucuz bir kit lensiniz (genellikle kamera ile birlikte gelen) bir lensiniz bulunduğunu farz ederek, f/3.5'ten f/22^ye kadar bir aralıkta diyafram değeri alabileceğinizi söyleyebilirim. Lensiniz, teknik nedenlerden dolayı, ucuza mal edilebilmektedir, bu nedenle yakınlaştırma ya da uzaklaştırma yaptığınızda, bu değerleri elde edemeyeceksiniz. Ucuz ve pahalı lenslerle ilgili gerekli kıyaslamayı daha sonra yapacağım. Şimdilik f/5.6'dan f/22'ye kadar bir diyafram aralığında çalışmak zorunda kalacağınızı bilmeniz yeterlidir.

Zihninizi boşaltın ve f/3.5, f/4.0 gibi sayıları unutun. Sadece, diyaframı her artırışınızın iki katlık bir etki edeceğini bilin.

Önce, f/5.6'dan f/8.0'a kadar olan diyafram değerini tartışalım. Düşük f-durak değeri lens içinde daha geniş bir ışık kapısı bırakacaktır, böylelikle kameraya daha fazla ışık erişimine imkan sağlayacaktır. Ve, bir nesneye odaklandığınızda, daha fazla bulanık bir arka plan elde edeceksiniz. Özellikle portre çekimlerinde, bu en önemli ayardır.

"Julianne", Dustin Faulkner tarafından çekildi

Bulanıklığı artırmak için, konuya daha fazla yakınlaşmalı, çekimi gerçekleştirmeli (gerekliyse, geriye gidip yakınlaştırma yapılabilir) ve sonucu kontrol etmelisiniz. Yakınlaştırma yapmadan da bulanık arka plan elde edebilecek olsanız da, düşük bir f-durak sayısı ile çok daha etkili bir bulanıklık elde edersiniz. Bir başka makalede, sabit odaklı lensler ile yakınlaştırmalı lensler arasındaki farklılıkları tartışabiliriz.

Şimdi, yüksek f-sayısının ne işe yaradığını tahmin edin...

Evet, f/8'den f/22'ye kadar olan diyafram değerleri alan derinliğini artıracak, daha keskin bir fotoğraf elde etmenizi sağlayacak, ayrıca, kameraya erişen ışık miktarını azaltacaktır. Ön plandan arka plana bir keskinlik istiyorsanız, çok fazla yakınlaştırma yapmamalısınız.

"Berchtesgaden, Bavaria", Nick Moulds tarafından çekildi

Artık, sayıları unutabilirsiniz. Sadece, düşük f-sayısının bulanıklık için, yüksek f-sayısının keskinlik ve ışığı kısıtlamak için kullanılacağını bilin.

Bir sonraki ipucu, fotoğrafınızı kontrol etmek için ışığı dengelemektir.

Sıradaki İpucu

Güneşli bir günde bir çekim yapmak ve f/2 diyafram kullanmak isteyebilirsiniz, ancak fotoğrafınız çok parlak çıkacaktır (aşırı pozlanmış). Işığı, f-durağı değiştirmeden kontrol etmek için bir yol bulmalısınız. Perde hızının devreye girdiği nokta burasıdır, ayrıca, perde hızı da iki şeyi kontrol etmektedir.

Pozlamayı kontrol etmek için, perde hızı düşürülebilir ve kameraya daha fazla ışığı erişmesine izin verilebilir, ancak bunun dezavantajı, fotoğrafın bulanık çıkması riskidir. Yukarıdaki durumda, kameraya gelen ışığı kontrol etmek istiyor olduğumuz için, f/2 diyafram değeri için perde hızını artırmamız gerekecektir, bunun sonucunda da hareket donacaktır.

"Splash of Light", Mohamed Rafi tarafından çekilmiştir

Bu ayarla ilgili deneyim elde etmek için kameranın kadranını Tv (Enstantane Öncelikli) olarak ayarlayın ve düşük hızlı ve yüksek hızlı olarak deneme çekimleri gerçekleştirin. Fotoğrafları karşılaştırın ve perde hızını hızlı ve yavaş olarak değiştirerek gerçekleştirdiğiniz çekimlerde sonuçların nasıl değişeceğini kendiliğinizden öğrenin.



Örtücü Oyunları

Fotoğraf çekmek için deklanşöre bastığınızda, bir "şip-şak" sesi duyarsınız. Örtücü (obtüratör, perde), kameranın içinde yer alan ve lensin içinden geçerek sensöre (ışığı kaydeden, daha sonra bunu SD karta kaydederek fotoğrafın oluşmasını sağlayan aygıt) ulaşmasına izin veren bir kapıdır (ya da perdedir).

Bu örtücünün ne kadar hızlı açılıp kapanacağını belirleyebilirsiniz. Eğer örtücüyü uzun süre açık tutarsanız, sensöre daha fazla ışık gelecek demektir, bu nedenle arzu ettiğiniz pozlamayı elde edene kadar örtücüyü açık tutabilirsiniz.

Kameralar ışığa hassastır, bu nedenle kontrolü kaybederseniz, çok parlak ya da çok karanlık fotoğraflar çekmeniz muhtemeldir.

Gün batımında bir fotoğraf çekmek istediğinizi varsayalım, takdir edersiniz ki ışık pek memnun edici seviyede değildir, buna rağmen f/16 diyafram değeri ile çekim gerçekleştirmek istiyorsunuz. Bildiğiniz gibi, bu diyafram değerinde kameraya gelen ışık çok kısıtlıdır, buna rağmen bu diyafram değerini ön plandan arka plana keskinlik elde etmek için tercih edersiniz.

"Venice", Nick Mould tarafından çekildi

Perde hızını yavaşlatarak, gün ışığının (ya da ortam ışığının) eksikliğini telafi etmek için kameraya daha fazla zaman tanırsınız.

Ortalama olarak, 1/125 saniyelik bir perde hızı normal perde hızı olarak kabul edilir. Bu hız kamerayı elde tuttuğunuzda kamera sarsıntısından kaçınmak ve berrak bir fotoğraf çekmek için yeterli hızdır. Ben, kamerayı 1/60 saniyelik bir hız ile elimde tutabilirim — ancak daha düşük hızlarda, vücut hareketlerimden dolayı bulanık bir fotoğraf çekmiş olurum. Ancak, düşük ışık koşullarında fotoğraf çekiyorsanız (örneğin, gün batımı) ya da düşük bir perde hızı kullanmak istiyorsanız, kamerayı bir üçayak üzerine bağlamalısınız, böylece ihtiyaç duyduğunuz perde hızını rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Burası, birlikte çalışan iki değer hakkında fikir sahibi olmanız gereken yerdir. Aynı fotoğrafı f/2.8 diyafram ile çekmek istediğiniz düşünün. Perde hızını 1/4 saniye olarak tutamazsınız, çünkü kameraya çok fazla ışık gelir ve fotoğraf aşırı pozlanır — çok parlak çıkar.

Amacı olan bir hokkabaz gibi davranın...

Dengelemek için, perde hızını artırmalıyım ki örtücü daha hızlı bir şekilde açılıp kapansın. Beğenilen bir fotoğraf çekebilmek için ışığı dengelemeyi öğrenmelisiniz. Eğer f-durak değerini değiştirirseniz, dengeleme yapmak için başka ayarları değiştirmeniz gerekecektir. Yazıyı okumaya devam ederek bu konuyu çok daha iyi kavrayacaksınız.

Kamerayı aracınız gibi düşünün; birçok karmaşık işlemci ve ışık ölçüm sistemi olabilir, ancak iş size düşmektedir, çünkü kameranız ne yapmak istediğinizi ya da nereye baktığınızı bilemez. Bir ışık hokkabazı olarak, deklanşöre ne zaman basacağınızı ve fotoğrafı ne zaman çekebileceğinizi bilmelisiniz.

Örtücünün sunduğu bir diğer seçenek de hareket hissi vermek — ya da zıttı olarak, hareketi dondurmaktır. Şimdi, f-durağın bir noktada sabit kalmasını istiyorsanız, Tv modu size göre değildir, çünkü, bu modu kullanırken perde hızına sabit kalması gerektiği komutunu siz verirsiniz, seçtiğiniz perde hızına göre kameranız diyafram ve ISO değerini otomatik olarak belirler.

Denenebilecek Bir Şey

Şimdi, hızlı bir deneyim gerçekleştirelim, perde hızını değiştirmek istiyoruz, ancak bunu Av modda (Diyafram Öncelikli Mod) yapamıyoruz. Bunun yerine, M (Manuel) modu seçeceğiz, yine de ISO değerini kameranın kendisinin belirlemesini isteyeceğiz (çünkü şu anda ISO hakkında konuşmuyoruz, bu nedenle ISO'nun otomatik olarak belirlendiğinden, sabit bir değer verilmediğinden emin olun).

  • Manuel mod seçili iken, diyaframı f/5.6 olarak belirleyin.
  • Perde hızını yavaş bir değere, örneğin 1/20, çekin.
  • Çekim yapın (ve sonuç hakkında endişelenmeyin), daha sonra perde hızını 1/200 saniye olacak şekilde ayarlayın ve bir çekim daha yapın.
Ayarları doğru yaptığınızı varsayarsak, f-durak değerini sabit tutarak ancak perde hızını değiştirerek iki farklı çekim yapmış olmanıza rağmen kameranız aynı pozlamayı korumuş olmalıdır (arka planda ISO ayarını değiştirerek).

Aynı işlemi, f-durak değerini değiştirerek ancak perde hızını sabit tutarak da gerçekleştirebilirsiniz:

Perde hızını 1/80 saniye olarak belirleyin; f-durak değerini f/5.6 olarak belirleyin ve çekim yapın. Daha sonra f/22 olarak değiştirin ve tekrar çekin. Böylece, aynı perde hızında farklı f-durak değerinde çekimler gerçekleştirmiş oldunuz, bu arada bulanıklık ile ilgili dersleri unutmayın (ya da bazı koşullarda adlandırıldığı üzere, bokeh). Kısaca, neler öğrendik? İşte kısa bir özet:

  • 1/20 perde hızı = elde çekim oldukça bulanık, yine de fotoğraf kalitesi iyi (ISO)
  • 1/200 perde hızı = Keskin, donmuş bir fotoğraf ve bokeh
  • f/5.6 f-durak = Elde çekim genellikle keskin, fakat arka plan odak noktasından uzaklaştıkça bulanık
  • f/22 f-durak = Ön plandan arka plana keskin, fakat fotoğrafın kalitesinden ödün verilir (ISO — panik yapmayın, az sonra ISO'dan bahsedeceğiz!)

Büyük Donuş

Perde hızları ile ilgili birkaç konuya daha değinelim.

Daha hızlı bir perde hızı, örtücünün daha hızlı bir şekilde açılıp kapanması anlamına gelmektedir, bu da ışığın ne kadar kısıtlanacağını belirtmektedir. Parlak bir yaz gününde, kolaylıkla 1/200 saniyelik bir perde hızı kullanarak elde çekimler yapabilirsiniz. Eğer gerçekten çok parlak ve çok güneşli bir günse, perde hızını daha da artırabilirsiniz. Perde hızını bu kadar artırırsanız, çekimini yaptığınız bütün nesneler "donar". Elbette, çok soğuk olduğu için değil, bu anlarda hareket donacaktır.

Örneğin, bir spor dergisini ele alalım, havada uçan fotoğrafçıları, saçlarından fırlayan ter damlalarını ve topun havada asılı kalışını görebilirsiniz. Bu fotoğrafları çeken fotoğrafçılar muhtemelen 1/800 saniye gibi bir perde hızı kullanmış olmalıdır — bir Formula 1 aracını çekebilecek düzeyde bir hız!

"Ferrari Pan" Mike Kanssen tarafından çekildi

Bir çeşme bulun ve 1/4000 saniyelik bir perde hızı ile çekim yapın!

Bu hızla parlak bir günde çekim yaparsanız, suyun dalgalı ve hareketin donmuş olduğunu görebilirsiniz.

ISO

Canon 6D kameramda ISO 50, alabileceğim azami kaliteyi sunmaktadır. Bu, ayrıca en düşük ışık hassasiyet ayarıdır.

O halde, kısaca hatırlayalım. Deseni fark ediyor musunuz? Üç ayar: her biri tek seferde iki kat değişiklik yapar, ve üçü de ışık hacmini aşağı ya da yukarı yönlü olarak etkiler. Öyle mi?

ISO, en düşük ayara çekildiğinde, basitçe hızlı bir şekilde ışığı kaydeder, bu nedenle daha fazla ışığa ihtiyaç duymaktadır. Eğer yüksek bir değere çekerseniz, ISO 12,800 gibi, kameranız ışığa karşı son derece hassas olur, bu nedenle, fotoğrafı çekmek için daha az ışığa ihtiyaç duyarsınız.

ISO ayarı lensten geçen ve sensöre ulaşan ışığı kontrol etmez, bu nedenle, teknik olarak söylemek gerekirse, bir ışık kontrol yöntemi değildir. Ancak, Av veya Tv modlarında ISO'yu belirli bir değere ayarladığınızda, bu hareketinizin kameranın davranışında büyük değişiklikler meydana getireceğini aklınızda tutun.

Aydınlık bir günde iç mekanda olduğumuzu ve kamerayı Av moda çektiğimizi varsayalım. ISO'yu 400 hatta 800 olarak belirlememiz bile kameranın yeterli ışığı elde edebilecek seviyede hassasiyet göstermesini, sonucunda da elde gerçekleştirilen çekimlerde bile yeterli bir perde hızı elde edebilmenizi sağlayacaktır. ISO'yu artırmanın dezavantajı fotoğrafta daha fazla gren (noise-kumlanma) oluşacak olmasıdır, bunun sonucunda da fotoğrafın genel kalitesi düşecektir. Çeşme fotoğrafı örneğini hatırlıyor musunuz? Ben, çekimimi Tv modda 1/4000 saniyelik bir perde hızı kullanarak gerçekleştirmiştim, ve bu çekim için kameram ISO 640 değerini seçmişti, parlak bir gündü — üstüne, beyaz çeşme daha fazla ışık yansıtıyordu.

ISO kalitesi her kamera ya da telefona göre değişkenlik gösterecektir. ISO 3200'e kadar görece iyi bir fotoğraf çekebilirsiniz, ve bazı gürültü azaltma programları ile fotoğrafınızı daha iyi görünür bir hale getirebilirsiniz.

Kalite hakkında, kısaca birkaç şey daha söylemem gerekiyor; Kameranızda yaptığınız ayar değişikliklerinin meydana getirdiği etkiyi anlamanızı istiyorum. Daha önce de söylediğim gibi, siz bir ışık hokkabazısınız. Bu nedenle, aşağıda küçük bir egzersiz bulunmaktadır:

  • Daha önceki gibi, kameranızı Av moda çevirin, ISO'yu 100 olarak belirleyin ve bir şeyin fotoğrafını çekin.
  • Daha sonra ISO'yu 800 olarak belirleyin ve çekim yapın, daha sonra 3200 ile bir çekim daha yapın.
Hangi fotoğraf daha çok hoşunuza gitti? Arka planı da gözden geçirin, ekranı kullanarak üzerine odaklandığınız nesneye yakınlaştırın; fotoğrafların farklı görünüp görünmediğine dikkat edin.

Kameranız bütün ayarları Exif data adı ile bilinen bir sistemle fotoğrafın içine kaydetmektedir. Bu ayarlara ulaşmak kameradan kameraya değişiklik göstermektedir, bu nedenle küçük bir araştırma yapabilirsiniz. Bu verilere ulaşırsanız, kameranızın ISO'yu her değiştirdiğinizde perde hızı ve f-durak değerlerini nasıl değiştirdiğini görebilirsiniz.

Yüksek ISO Kötüdür... ve İyidir

Çok fazla bilgi ile aşırı yüklenmiş hissetmediğinizi umuyorum. Zihninizi bu üç ana ayara yoğunlaştırırsanız, gerisi çok daha kolay gelecektir; çünkü kameradaki diğer bütün ayarları ne yaptığınıza bağlı olarak bir kez ayarlarsınız. Ancak pozlama, çok önemlidir.

Genellikle, özellikle ortamda yeterli ışık yoksa, en iyi kaliteyi elde edebilmek için deneme çekimleri yapmak en iyi tercihtir. Mümkün olan en iyi ışığı elde etmek istiyoruz, değil mi?

Şimdi, ISO 800'den yüksek değerlerde çekim yapmak korkunç bir şeymiş gibi geliyor (Yüksek ISO'larda kalitenin nasıl elde edileceği konusuna daha sonra değineceğim), fakat Photoshop ile uğraşmak zorunda kalmadan yüksek ISO kullanımının daha kaliteli bir fotoğraf çekimi için kullanılabileceği durumlar bulunmaktadır.

Bu, bir karar çağrısıdır! Canon, 2011'de 24-70mm Mark II lensini (hızlı bir lens) çıkardığında, hızlı bir şekilde deneme fırsatı bulan ilk kişilerden biriydim ve lensi satın aldıktan sonra hemen deneme çekimlerine başladım. Av modunu kullanarak f/2.8 f-durak değeri ve 70 mm odak uzaklığında (en geniş açıklık ve azami yakınlaştırma mesafesi) çekim yaptım ve nasıl göründüğüne baktım. Canon 550D şu sonuçları verdi: 1/40 saniye perde hızı ve ISO 6400. Renkte, fotoğraf grenli idi ve gürültü azaltma özelliği bile iyi görünmesini sağlayamamıştı — fakat bunun neden gerçekleştiğini biliyordum. Biliyordum ki, düşük ışık koşullarında kamera, geniş bir diyafram (ya da düşük f-durak sayısı) seçili olsa bile, bu ayarları seçmek zorunda kalacaktı.

Siyah-beyaz bir fotoğraf çekmek ve eski günlerde olduğu gibi, doğal grenli bir fotoğraf elde etmek istiyordum.

"Grand Teton National Park", Bob Melnyk tarafından çekildi

Emin Sir David Bailey bugünlerde dijital çekimler yapmakta, yine de siyah-beyaz çekimler için filmli kameralar kullanmaktadır. Bir fotoğrafı işlediğim zaman, gürültü azaltma özelliğinin kapalı olduğundan emin olurum, ve bir siyah-beyaz katman eklediğimde (Photoshop ya da diğer filtreleme yazılımlarında), beğenilen bir sonuç için gren eklemek bir artıdır.

Bazı fotoğraflarda, gren olsun isteriz. Ne yaptığınıza bağlı olarak değişir. Bazı fotoğrafçılar bir fotoğrafı mükemmel olarak çekmek ve daha sonra gren eklemek ister. Örneğin, bir düğünde, renkli fotoğraf iyi bir sonuç vermez, bu nedenle onu siyah-beyaza çevirin —  ve iyi bir ISO değerinde çekim yaptıysanız, etkileyici bir fotoğraf elde etmek için fotoğrafa gren eklemeyi tercih edebilirsiniz (beğeninize göre). Yine de, daha önce söylediğim gibi, kameranız Photoshop gibi, bir araçtır; ona çok para ödemiş olmalısınız, bu nedenle ilk amacınız, daha sonra uğraşmak yerine, kamera içinde gerekli ayarlamaları yapmanızdır (paranıza değmeli!). Bunun yanında, eğer gerekli ayarları kamera içinde doğru bir şekilde yaparsanız, daha sonra bu hataları düzeltmek için saatler harcamanıza gerek kalmaz, değil mi?

Daha önce de dediğim gibi, bu bir karar çağrısıdır. Uygulamayla, bunu daha sıklıkla kullanmaya başlayacaksınız. 

Başlayın. Kameranızı P moduna ya da Av moduna alın, ISO'yu otomatik olarak seçin, ve deneme çekimleri yaparak neler elde ettiğinizi kontrol edin!

Umarım ki bu öğreti yardımcı olmuştur. Ördek yarışması olma ihtimaline karşı, ördeklerle ilgili bazı fotoğraflar çekmenin zamanı geldi mi?

Yorum Gönder

Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yorum yapmak için kayıt olmanız gerekmemektedir.

 
Copyright © 2010 - 2021 Profesyonel Fotoğrafçılık . Tasarım: OddThemes - Yayımcı: Gooyaabi Templates - Kullanım Koşulları
DMCA.com Protection Status