2015'te, zaman zaman şüpheli dürüstlük hikayeleri yazdığı bilinen bir İngiliz gazetesi olan Daily Mail'in yazdığı bir hikayeden sonra ortalığı bir panik kapladı; bu hikayede, Çin'de, üç aylık bir bebeğin flaşla fotoğrafını çeken bir fotoğrafçının bebeğin gözünde kalıcı bir hasara yol açtığı belirtiliyordu. Gerçekleri kontrol eden bir site olan Snopes.com adlı Internet sitesi, hikayeyi birkaç farklı kaynaktan araştırmış, ancak hikaye hakkında hiçbir detay bulamamış (ebeveynlerin isimleri gibi) ve bir doktorun bu konudaki teşhisine rastlamamışlar. Hastanelerdeki doğum servislerinin çoğu, yeni doğanların flaşlı fotoğrafçılığının yapıldığı yerler haline gelmiş durumdadır ve hatta flaşın bebeğe zarar vermeyeceğini açıkça belirtiyor. Ancak, Internet'te bu gibi teoriler zaman zaman ortaya çıkmaktadır.
Evet, son derece parlak ışığın birinin gözlerine zarar verebileceği yollar vardır. Ancak, fotoğrafçılık flaşı, en azından koşulların büyük çoğunluğunda, insanların büyük çoğunluğu için zararlı değildir.
Retina çok fazla ışık aldığında ve net olarak göremediğinde “flaş körlüğü” denen bir şey meydana gelir. Bazen bir süre için çok parlak bir nokta görürsünüz. Ancak, flaş körlüğü geçici bir durumdur. Retina normale döndüğünde, görüşünüz de artar. Doğrudan yanıp sönen bir flaş ışığına veya stüdyo flaşına bakıyorsanız, muhtemelen flaş körlüğü yaşamışsınızdır. Nihayetinde, görüşünüz birkaç saniye içinde normale döner.
Lütfen bir göz doktoru ya da tıp doktoru olmadığımı aklınızda tutun. Aşağıda yazılı olanlar bazı önemli araştırmalara dayanmaktadır, ancak hiç kimse için kesin bir tavsiye olarak değerlendirilmemelidir. Bu makale sadece son birkaç haftalık araştırmalarımda bulduğum verilerin bir sentezidir.
Gözlerinize Nasıl Zarar Verebilirsiniz?
Temel olarak gözlerinizin ışıktan zarar görmesinin iki yolu vardır. Birincisi, ışığın göz dokusunun sıcaklığını artırdığı ve onu yaktığı termal reaksiyon yoludur. İkincisi, ışık fotonlarının molekül bağlarını koparabilecek kadar güçlü olduğu kimyasal reaksiyonlar sonucunda, serbest kökler ve hasarlı moleküllerle sonuçlanması yoluyla.Sonuç olarak, bu hasarın gerçekleşmesinin iki yolu vardır: bir süre boyunca çok parlak ışığa ya da aşırı yoğun ışığa maruz kalmak.
Muhtemelen doğrudan güneşe bakmamanız gerektiğini duymuşsunuzdur. Çünkü güneşin parlaklığı, yaydığı UV ışığı ile birlikte gözlere zarar verebilir. Bir ışık çok parlaksa, gözde ışığı görüntüye dönüştüren bölüm olan retinayı aşırı uyarabilir. Bu, kamera sensörünün davranışı gibidir. Retina daha sonra görüntü bilgilerini optik sinirler yoluyla beyne gönderir. Çok parlak bir ışık retinaya çarptığında, retinanın hücrelerini aşırı derecede uyararak çok fazla kimyasal sinyal açığa çıkarır, bu da gözün arkasına zarar verebilir. Güneşe hızlı bir bakış soruna yol açmaz. Güneşe uzun süre bakmak ciddi sorunlara yol açar. Retinada olduğu gibi, kameranızın sensörü güneş ışınlarına uzun süre maruz kaldığında, özellikle de lensler tek bir noktaya konsantre olduğunda zarar görebilir.
Bir kaynakçının kaynak makinesinin alevi de son derece parlaktır ve uzun süre maruz kalındığında göz hasarlarına neden olabilir. Bu nedenle bir kaynakçının koruyucu teçhizatında çok koyu cam bulunur. Bazı uzmanlar tarafından, Welder camı (kaynak maskesi) güneş tutulması için tarafından önerilmektedir.
Çok yoğun ışık gözü yakabilir. Zarar görmüş bir retinanın tedavisi sırasında lazer kullanımı iyi bir kullanım örneğidir. Çok yoğun bir ışık demetinin retinanın bir kısmını yakması ise, kötü bir örnektir. Büyüteçlerin güneş ışınlarını nasıl yoğunlaştırabildiğini ve bir kağıdı nasıl tutuşturabildiğini düşünün. (DSLR kullanım kılavuzlarının çoğu, vizör aracılığı ile doğrudan güneşe bakmama konusunda uyarırlar). Aynı durum, güçlü lazerler için de geçerlidir — hava yolu şirketlerinin güçlü kokpite güçlü lazer tutulmasından endişe duymalarının nedeni budur.
Bu arada, UV-A ışınları merkezi görüntüden sorumlu olan makulaya; UV-B ışınları gözlerin ön tarafına zarar verebilir. Aşırı UV ışığına maruz kalma, korneanın bir kısmının çalışmasını engelleyen bir büyüme olan maküler dejenerasyon, katarakt ve pterjiuma neden olur. Plajda veya kayak pistlerinde, güneş gözlüğü kullanılmadan güneş ışığına ve parlaklığa çok ciddi bir maruz kalma, fotokeratit ya da korneal güneş yanığı ile sonuçlanabilir. Tepe flaşları ve stüdyo flaşları, yaydıkları UV ışığını engelleyen filtrelere sahiptir. (UV flaşlı fotoğrafçılık yapmak için, özel olarak tasarlanmış bir kameraya, özel UV ışıklarına ya da filtreleri kaldırılmış flaşlara ve gözleri korumak için özel gözlüklere ihtiyacınız vardır.)
Kafkasyalıların ve mavi gözlü insanların ışığa maruz kalmadan kaynaklanan hasara daha duyarlı olduklarına dair bazı kanıtlar var. Ve günlerini sudan yansıyan ışıkla uğraşmakla geçiren bir insan üzerine yapılmış olan Chesapeake Bay watermen çalışması vardı, uzun süre mavi ışığa maruz kalmanın yaşa bağlı makula dejenerasyonu riskini arttırdığı tespit edilmişti. İnsanları ışıktan kaynaklanan göz hasarlarına karşı daha duyarlı hale getiren çeşitli tıbbi durumlar da vardır.
Üç Sebeple Flaş Güvenlidir
Maruz Kalma Süresi
Bazı kaynaklarda, gözlerde kalıcı hasarın oluşması için güneşe doğrudan 15 ila 30 saniye boyunca bakmanın yeterli olacağı belirtilmiştir. Bu kadar uzun süre bakmadan çok daha önce, parlaklık yine de gözlerinizi kapatmanızı zorlayacak kadar acı verici olacaktır. JAMA Opthamology dergisi yakın zamanda Floridalı 12 yaşındaki bir kızın retinasının yaklaşık bir dakika boyunca güneşe baktıktan sonra zarar gördüğü bir durumu tartıştı.Bir flaş ne kadar parlak olsa da, genellikle sadece bir saniyenin küçük bir bölümünde etkin olacaktır. Bir flaşın tekrarlanan ateşlemeleri bile sadece bir saniyenin bir kısmını oluşturur. Birçok tepe flaşı saniyede 1/200 ile 1 / 20.000 arasında flaş süresine sahiptir. Birçok stüdyo flaşı saniyede 1/200 ile 1/5.000 arasında sürebilir. Saniyenin 1/1000'indeki bir stüdyo flaşının yirmi kez yanıp sönmesi, sadece 1/50'aniyelik bir toplam pozlama süresi edecektir.
Yoğunluk
Parlak görünse de, stüdyo flaşları ve tepe flaşları o kadar yoğun değildir. Işık çarpıcı bir hızda düşer, anlık ışık yayılmasından dolayı flaş söner. Ters kare yasasına göre yoğunluğunu yitirmeye başlar. Flaşınız bir metre mesafedeki bir metrekarelik bir alanı aydınlatırsa, iki metrede dört metrekare, üç metre mesafede 9 metrekare vb. alanı aydınlatacaktır. Bir flaş bir metrede gerçekten yoğun görünüyorsa, mesafeyi ikiye katlayarak iki metreye çıkarmak, ışığın herhangi bir noktada konuya düşen yoğunluğunun çeyreğe düşmesi anlamına gelecektir. Bunu tekrar edersek, dört metreye çıkarmak için ikiye katlamak, başlangıçtaki ışık yoğunluğunun sadece 1/16'sı anlamına gelecektir. Sekiz metre uzağa giderseniz, yoğunluk sadece 1/64 oranında kalacaktır.Yoğunluğu düşürmek için, difüzörler, şemsiyeler, yumuşak kutular ve jeller kullanıyorsanız, yoğunluk daha da azalacaktır.
Odaklanma Eksikliği
Tepe flaşları ve stüdyo flaşları parlak olsalar bile, ışığı yönlendirmek için üzerlerine bir şey koymuş olsanız bile çok odaklanamazlar. Işık her yönde dağılır. Işık konudan ne kadar uzak olursa, o kadar dağınık olmuş olur. Bir deneme için, bir lazer işaretçisi alın ve duvara doğrultun. Flaş ışığını o kadar keskin bir şekilde odaklayabilecek herhangi bir flaş ekipmanı ya da düzenleyicisi bulabilecek misiniz bir bakın. İmkansız! Flaşı biraz geriye kaydırdığınızda küçük bir alana netlemek daha da zor olacaktır.
Sonuç
Gördüğünüz gibi, ışığın gözlerinize zarar vermesinin birkaç yolu vardır. Gözlerinizi özellikle ışıktan kaynaklanan yaralanmalara duyarlı hale getiren belirli bir duruma maruz bırakmadığınız sürece, flaşlı fotoğrafçılık bir sorun olmayacaktır.Bu yüzden, flaşları çalıştırın ve çekime başlayın. Çekime devam edin. Gözleriniz, muhtemelen plajlarda ya da kayak yaparken, flaşın neden olabileceği zarardan daha fazla zarar görecektir.
Not: Bu makale, alanında uzman bir tıp doktoru tarafından yazılmamıştır. Lütfen can güvenliğinizi ön plana alın.
© Frank Gallagher
Yorum Gönder
Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yorum yapmak için kayıt olmanız gerekmemektedir.