Evening Reflection by Ævar Guðmundsson |
http://www.digitalpicturezone.com |
Öğle güneşi genellikle fotoğrafçılar için iyi bir arkadaş değildir. Güneş parlaktır ve göğün yükseklerindedir. Biraz da serttir. Sert gölgeler meydana gelir. İnsan yüzünde istemediğimiz gölgeler oluşur. Manzara çekimlerinde, nesnelerin düzleşmiş bir görünüm almasına ve ilgi çekici olmayan bir görüntüye sahip olmasına neden olur. Bu tür ışıklarda portre çekimlerinde mucizeler yaratmak için ikinci bir ışık kaynağı oluşturmada dolgu flaşı kullanabilir ya da bir reflektör (yansıtıcı) kullanabilirsiniz.Çekim yapmak istediğiniz zaman bir gölge bulmak sert ışığın yumuşamasına yardımcı olacaktır.
Öğleden sonrası ve sabahın erken saatleri güneş daha güzel bir ışık verme eğilimindedir. Güneş ufka yakın olduğunda düşük bir açıyla parlar ve uzunca uzanır, ilgi ekleyen derin gölgeler oluşturur. Güneş daha ılık daha yumuşak bir atmosfer alır. Bu anlar portre çekimlerinde ve manzara çekimlerinde sevindirici kullanım olanakları sunar. Gölgeleri yumuşatmak için reflektör kullanabilirsiniz bu anlarda. Belki flaş kullanmak isteyebilirsiniz ancak flaşın akşam üstü veya sabah güneşlerine göre daha soğuk bir ton vereceğini unutmayın. Günün ilerleyen saatleri ve sabahın erken saatlerinde gelen ışıklar çok doğrusaldır. Bu nedenle, nerede oturduğunuza bağlı olarak güneş ışıkları önden, arkadan ya da yandan gelebilir. Üç farklı ışığı da deneyin ve bu yönlerden gelen ışıklarla çektiğiniz fotoğrafların kalitelerini karşılaştırın. Her biri arı güzellikte olsalar bile hepsi farklı ışıklara sahiptir.
http://www.ehow.com |
Öğleden sonra ve sabahın erken saatlerinin yanı sıra "Mavi Saat" olarak bilinen bir zaman dilimi de vardır. Bu zaman dilimi sabah güneş doğmadan hemen öncesini ve güneş battıktan hemen sonrasını kapsar. Alacakaranlık! Ufukta hoş, sıcak bir parıltı vardır ve çevre ışığı havanın her zaman göründüğünden daha mavi bir hal alır. Bu son derece mistik bir ışıktır ve rüya gibi bir his bırakır. Sabah yataktan erken kalkmaya veya güneş battıktan hemen sonrasını beklemeye değer.
by Rnbc |
Yön açısında, önden gelen ışık en az ilgi çeken ışık türüdür. Bunun nedeni, ışık fotoğrafçının arkasından gelmektedir ve çektiğimiz konuya gelmektedir ve konumuzu tamamen aydınlatmaktadır. Çok az gölge vardır. Gölgelerin ilgi çekici olmadığı zamanlar gölgelerin ilgi çekici olduğu anlardan daha azdır. Işık hedefinizi ortaya çıkarabilir ancak gölgeler konunuzu tanımlar. Öyleyse, önden gelen ışık genellikle isteyeceğimiz bir şey değildir.
http://baisdp6junyin.blogspot.com |
Yan ışık konunuzu ortadan ikiye bölen bir etkiye sahiptir. Bu, düzenli kullanıldığında son derece etkili olabilir. Oluşturulan gölgelerin portreleri narinleştirici bir etkisi vardır ve diğer nesnelerle bir derinlik oluşturur. Bu yüksek kontrastlı ve sert olabilir ancak genellikle bu yumuşaklığı artırır, sıcak ışık çektiğiniz nesnelerin güzelliğini artırır. Portre çekimlerinde reflektör gölgeleri yumuşatmak için yardımcı olabilir. Işığın geliş yönü nedeniyle dolgu flaşı kullanmak zor olabilir. Flaş önden geleceği için parlak alanlar ve gölgelik alanları karıştıracaktır.
Arkadan aydınlatma iyi olabilir fakat çalışmak için zor olabilir. Konunuz arkadan ışık alıyorsa, portre çekimlerinde çeşitli ihtiyaçlarınız olacaktır. Bir reflektör bu durumda harikalar yaratabilir. Reflektör ya da dolgu flaşının kullanılmasının mümkün olmadığı durumlarda pozlama telafisi kullanmak gerekebilir. Silüet çekimleri için ise ideal bir çekim imkanına sahip olacaksınız.
by Franz Veilhart |
Işığa dikkat etmek size düşüyor. En iyi görüntüleri siz kendiniz yakalayabilirsiniz. Bunu, deneme ile geliştirebilirsiniz. Sadece birkaç bilgi...
Işığınız bol olsun...
© Rick Berk
üniversitede bir gün bir fotoğrafçı gelmişti. o da her şey için önce ışık demişti. ışığın ne kadar değerli olduğu çok önemli.
YanıtlaSilüniversitede bir hoca gelmişti bize fotoğrafçılığı anlatıyordu ve ilk anlatttığı şey ışıktı. o zamnalar pek dikkat etmemiştim ama şimdi ışığın önemini daha iyi kavradım. harika bir bloğunuz var. lütfen yazmaya devam edin.
YanıtlaSilevet, yukarıdaki bilal'le aynı sınıftaydık. vay be... kader bizi nerede karşılaştırdı tekrar :)
YanıtlaSil