Son Yazılar

7 Ocak 2017 Cumartesi

Fotoğrafçılıkta Kırpmaya Giriş


Fotoğrafçılıkla ilgili kurslara ya da atölyelere katılmış olsaydınız, şüphesiz, her öğreticinin kompozisyonu anlama ve kırpma hakkında bir şeyler söylediğini duyardınız. Kırpmayı etkili bir şekilde kullanmak çok daha etkili bir şekilde kompoze edilmiş sonuçlar almanızı sağlamanın yanı sıra bilgisayarda yapacağınız rötuş işlemleri sırasında daha az zaman harcamanızı da sağlayacaktır. Yine de, bazı zamanlarda, kompozisyonunuz içerisinde olmaması gerektiğini düşündüğünüz bazı nesnelerin fotoğrafınızın arka planında kaldığını görebilirsiniz. Eğer portre çekimi yapıyorsanız, en küçük bir dikkat dağıtıcı nesne, izleyicinin dikkatini başka noktalara çekecektir. Bu gibi durumlarda, fotoğrafı anında silmek yerine, fotoğrafa bir şans daha verebilirsiniz. Anılar önemlidir ve daha önemli olanı ön plana çıkarmak için kırpma yapılabileceğini düşünüyorum. Rötuş yaparken kırpma yapmak, fotoğrafınızı yeniden kadrajlama şansı vermektedir, ve bunu yapabileceğiniz çeşitli yollar vardır.



NIKON D4 + 85mm f/1.8 @ 85mm, ISO 100, 1/200, f/2.0, © Lola Elise

Kırpma evrenine girmeden önce, aşağıdaki noktaları aklınızda tutmanızı tavsiye ediyorum:


  • Kırpma geri döndürülemez değildir; Lightroom gibi tahrip edici olmayan bir düzenleyici kullandığınız sürece her zaman orijinal çekime geri dönebilirsiniz. Lightroom gibi davranan Photoshop Camera RAW da orijinal RAW dosyasını değiştirmeyecektir. Kırpmak için Photoshop kullanıyor ve RAW türü dışındaki JPEG ve TIFF gibi dosya formatları ile çalışıyorsanız, kırpılan görüntüyü kaydetmeden önce orijinal görüntünün bir kopyasını sakladığınızdan emin olun. Şahsen, Photoshop'ta bir fotoğraf üzerinde çalışmam gerektiğinde bile, kırpma ihtiyaçlarım için Lightroom'u kullanmayı tercih ediyorum.
  • Amacınız daha sonra bu fotoğrafların bir baskısını almak ise, kayıt "en-boy oranı", baskı "en-boy oranı" ile uyumlu olmalıdır. Laboratuarlar genellikle standart baskı boyutlarında çalışmayı tercih eder ve bu da kırpma işlemini biraz kısıtlayıcı hale getirebilir (ilerde detaylandırılacaktır).
  • Çözünürlüğü önemli ölçüde düşüreceğinden, fotoğraflarınızın küçük alanlarında aşırı oranda kırpma yapmaktan kaçının. Çok fazla kırpma yaparsanız, görüntü ile ilgili tüm sorunları da büyütmüş olursunuz. Örneğin, konunuzda biraz bulanıklık yaşadıysanız, kırpma uygulandıktan sonra bulanıklık daha da büyütülecektir. Unutmayın, görüntünün çözünürlüğü çok düşükse, kırpmanın avantajına sahip olamazsınız.
  • Büyük oranda kırpma yapmak istiyorsanız, %100 büyütmede keskin bir sonuç veren bir fotoğraf seçerek başlayabilirsiniz. Görüntü grensizse ve keskin görünüyorsa, görüntü kalitesi düşecek korkusu yaşamadan kırpma yapabilirsiniz.

1) Dikeyi yataya ya da yatayı dikeye çevirmek

En basit kırpma seçeneği yatay bir görüntüyü dikey hale getirmek ya da tam tersini yapmaktır. Bu uygulama açısından en kolay seçenektir, basitçe kırpma aracı seçilir ve orijinal görüntünün tersine bir dikdörtgen seçilir (en-boy oranını korumak tavsiye edilir). Bu seçeneği uygulamak için Photoshop ya da Lightroom kullanabilirsiniz.

Aşağıdaki örneğe bir göz atabilirsiniz:

© Lola Elise
Aşağıda, yatay kırpma işlemi gerçekleştirildikten sonraki sonucu görebilirsiniz:

NIKON D3S + 50mm f/1.8 @ 50mm, ISO 900, 1/100, f/2.5, © Lola Elise

2) Farklı bir perspektif sunmak

Benzer fotoğraflar çektiğim durumlarda, birbirine benzeyen kopyaları silmek yerine farklı bir çerçeve sunmak için onlar üzerinde kırpma işlemi yapmayı tercih ederim (elbette tek bir kare üzerinde de bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz). Bu, fotoğrafın detaylarını ön plana çıkararak hikayemi genişletmeme yardımcı olmaktadır. Aynı yöntemi, büyük grupların fotoğrafını çekerken de uygulayabilirsiniz.

Kırpma öncesi:

© Lola Elise
Kırpma sonrası:

NIKON D3S + 50mm f/1.8 @ 50mm, ISO 250, 1/400, f/2.5, © Lola Elise

3) Yakın çekim ve üçler kuralı için kırpmak

Başarılı bir kompozisyon oluşturma deneyimle elde edilmekle birlikte, benim de bazı çekimlerimde ana konuyu kadrajın ortasına yerleştirmiş bir şekilde eve döndüğüm olmuştur. Bu, genelde AF-C kullanırken, yeniden odaklama ve kompoze etme imkanı bulamadığım durumlarda karşılaştığım bir durumdur. Kameradaki odaklama noktalarından en başarılı çalışan noktanın merkezdeki nokta olmasının (özellikle düşük ışık koşullarına sahip iç mekanlarda) yanı sıra, konuyu merkeze yakın bir noktaya yerleştirmek de en güvenli yollardan birisidir. Özellikle küçük detayların çekiminde bu konu önem kazanmaktadır. Bu gibi durumlarda, önemli olanı ön plana çıkarmak ve göze daha hoş gelen bir sonuç elde etmek için kırpma yaparım.

Kamera ile çektiğim görüntü:

© Lola Elise
Dikine kırpma sonrası elde ettiğim görüntü:

NIKON D3S + 50mm f/1.8 @ 50mm, ISO 400, 1/100, f/1.8, © Lola Elise

Ayrıca, üçler kuralını uygulamak için de kırpma yaparım. Aşağıdaki örneğe göz atın:

© Lola Elise
Göze daha hoş gelen son görüntü:

NIKON D3S + 50mm f/1.8 @ 50mm, ISO 250, 1/640, f/2.5, © Lola Elise

4) Dikkat dağıtıcı nesneleri kırpmak

İçinde dikkat dağıtıcı bir ögenin bulunmadığı bir fotoğraf çekmek her zaman mümkün değildir. Bazen kendinizi ya da konunuzu hareket ettirerek dikkat dağıtıcı ögeleri kadrajdan çıkarma şmkanını elde edemeyebiliriz. Çekimlerimde bu noktaya oldukça dikkat etsem de bazı durumlarda bu süreci daha sonra kırpmak üzere ertelediğim de olmaktadır. Bazen, dikkat dağıtıcı ögelerin farkına varamazsınız bile, bu gibi durumlarda kırpma işlemi imdadınıza yetişecektir.

Aşağıdaki fotoğrafta, ağaç gölgeleri dikkat dağıtmaktadır:

© Lola Elise
Lightroom'da birkaç küçük dokunuşla bu sorun ortadan kalkıyor:

NIKON D800E + 80-400mm f/4.5-5.6 @ 350mm, ISO 160, 1/800, f/5.6, © Lola Elise

5) Kullanılmayan kısımları çıkarmak

Fotoğrafta çok fazla boş alan bulundurmak bir kompozisyon sorunu olarak görülür. O andaki özel çekiminiz için aklınızda her ne varsa, doğru çıkmadığını düşünüyorsanız ve biraz daha düzenleme yapmanız gerektiğini hissediyorsanız, aşağıdaki örnekte de görebileceğiniz gibi, gereksiz boş alanları kırpabilirsiniz.

Önce:

© Lola Elise
Sonra:

NIKON D3S + 50mm f/1.8 @ 50mm, ISO 200, 1/100, f/2.8, © Lola Elise

6) En-boy oranını değiştirmek

Standart en boy oranını korumak istememin ve kırpmada da bu oranı kullanmamın bazı sebepleri var. Öncelikle, çoğu insan bu türden dikdörtgensel kareleri görmeye aşinadır. İkincisi, benim açımdan, dikdörtgensel bir çerçeveyi kadrajlamak ve kompoze etmek daha kolaydır. Üçüncüsü, dikdörtgensel fotoğraflar belirli sınırları olan internet sayfalarında çok daha düzgün görünmektedir – karesel fotoğraflar çok fazla alan işgal ederken panoramik fotoğraflar çok küçük görünmektedir. Dördüncüsü, çok fazla baskı işlemi gerçekleştirdiğim için çerçeve sorunları ile uğraşmak istemiyorum. Son olarak, çalışmalarımda, standart bir ölçü kullanmak istiyorum. Değişik boyut ve ölçülerde fotoğraflarla karşılaşmak istemiyorum — görsel algımı zorluyor.

Her ne kadar ben orijinal en-boy oranlarını kullanmayı seçsem de, bazı insanlar kırpma sırasında bunu önemsememektedir. Bunu yapmakta herhangi bir sorun ve orijinal en-boy oranının korunmasına dair bir kural da yoktur. Çoğu DSLR aynı 3:2 en-boy oranını kullanmakta iken bazı kameralar 4:3 oranını kullanmaktadır. Bazı 120mm'lik kameralar ise 1:1 oranını kullanarak kare fotoğraflar oluşturmaktadır. Eğer panoramik fotoğraflar çekiyorsanız, en-boy oranı değişkenlik gösterecektir. Daha sonra, farklı en-boy oranında kırpma konusundan bahsedecek olsak da, o zamana kadar bu seçimin sadece sizin şahsi kanaatinize göre gerçekleşeceğini aklınızdan çıkarmayın.

Yorum Gönder

Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yorum yapmak için kayıt olmanız gerekmemektedir.

 
Copyright © 2010 - 2021 Profesyonel Fotoğrafçılık . Tasarım: OddThemes - Yayımcı: Gooyaabi Templates - Kullanım Koşulları
DMCA.com Protection Status