Bu yazıda, belirli varsayımlar yapacağız.
- Varsayım: Bir kameraya (dijital ya da diğer tür) sahibiz.
- Varsayım: Kameramızla daha önce de fotoğraflar çektik ve nasıl daha iyi çekilebileceğini biliyoruz.
- Varsayım: Fotoğraflarımızın daha iyi olmasını istiyoruz.
Başlayabiliriz. Günümüz teknolojisi ile birlikte en kolay şekilde ulaşılabilir ve öğrenilebilir olduğu için dijital alana yoğunlaşacağız (filme değil).
Bu, basit ipuçlarını içeren bir makale olduğu için, sadece temel bilgileri vereceğiz. Üç "temel" konu üzerine yoğunlaşacağız: ışık, diyafram ve perde hızı (enstantane).
Işık, bir fotoğrafçının hem nimeti hem de lanetidir. Eğer doğru ışığı yakalamışsak, fotoğraflarımız harikadır. Eğer ışık çok fazlaysa ya da yeterli değilse, bu durum istediğimizin dışında fotoğraflar çekmemize neden olacaktır. Eğer dışarıda fotoğraf çekiyorsanız, sabahın erken saatlerinde ve gün batımı saatlerinde (ikindi) çekim yapmaya çalışın. Ayrıca, ışığı lehinize çevirmek için konunuzu farklı konumlara yerleştirmeye çalışın. Eğer konunuz bir insan ise, çekiminizde güneşten sakının. Belirli bir açıyla çekmeye çalışırsanız, gözlerinde güneşle bize bakmaya çalışmalarının önüne geçebilirsiniz. Konunuzun yeterli derecede aydınlandığından emin olmaya çalışın. Eğer, yine, bir insanı çekiyorsanız, bütün vücudu ya da yüzü (her neresini çekiyorsanız), gölgede ya da ışıkta tutmaya çalışın. Bu, istenmeyen gölgeler oluşmasını engelleyecektir.
* Yaratıcı olmak istiyorsanız, bir reflektör kullanarak konunuzun daha iyi bir şekilde aydınlanmasını sağlayabilirsiniz.
Diyaframı düşünmenin en iyi yolu, bir elinizi havaya kaldırmanız ve baş parmak ve işaret parmağınızla bir "O" yapmanızdır. Bu, bizim diyaframımızdır. Şimdi, parmaklarımızı bir gözümüzün önüne getirelim. Dışarıyı görmek kolay mı? Harika. Şimdi parmaklarınızı, gözünüzün önünden ayırmadan yavaş yavaş içeriye doğru kıvırmaya başlayın. Işık kayboluyor mu? İşte bu, kameralarımızdaki diyaframın (f-sopt olarak da bilinir) çalışma yöntemidir. Açılır ve kapanır ve bu şekilde çekimlerimizde daha az ya da daha fazla ışığa ulaşmamızı sağlar. Küçük sayısal değer büyük açıklık demektir ve sensörümüze ulaşan ışık daha fazla demektir. Yüksek sayısal değer küçük açıklık demektir ve sensörümüze ulaşan ışık daha az demektir. Bu fonksiyon perde hızı ile birlikte kullanılır.
Gözünüzü kırpın. Birkaç kez daha kırpın. Gözünüzü kırpmanız arasındaki zaman ya da gözünüzün/perdenizin açık olduğu zaman, perde hızına eşit olan zamandır. Perde hızı ne kadar ışığın ve hareketin kaydedileceğini belirler. Küçük sayı (ya da yüksek 1/x sayısı, örneğin 1/30'a karşı 1/1000) hızlı perde hızı demektir. Ayrıca kamerlarınızda, basılı tuttuğunuz süre boyunca çekim yapmanıza özel veren özel ayarlar da bulunur. Bunlar B ya da T harfi ile gösterilebilir ve bulb modu olarak adlandırılır (deklanşör basılı olduğu süre boyunca çekim yapar ve deklanşöre yeniden bastığınızda çekimi tamamlar). Hızlı perde hızları çok az ışığın sensöre ulaşmasına izin verirler ve bu nedenle çok ışıklı sahnelerde ve hareket eden nesnelerde oldukça kullanışlıdırlar. Düşük perde hızları ise az ışıklı çekimlerde kullanışlıdır. Düşük perde hızları, çekiminizdeki hareketler nedeniyle bulanıklığa da yol açacaktır. Sokakta hareket eden araçların ışıklarıyla çekilmiş fotoğraflar gördünüz mü? Düşük perde hızı. Üçayaklar ya da kamerayı sabit tutacak başka herhangi bir şey kullanılarak kameranın sarsılmaması sağlanmamalıdır. Evet, doğru. Düşük perde hızlarında (küçücük bile olsa) ellerimiz titreyecek ve bu da bulanıklığa yol açacaktır.
Günün farklı zamanlarında, farklı bölgelerde, farklı perde hızları ve diyafram değerleriyle çekimler yapmamız, aradığımız çekimi elde edebilmemiz için fikir verecektir. Şimdi, temelleri öğrendik, dışarı çıkabilir ve biraz eğlenebiliriz. İyi şanslar!
Yorum Gönder
Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yorum yapmak için kayıt olmanız gerekmemektedir.