Son Yazılar

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Fotoğrafçılıkta Etiğin Önemi


Dünya fotoğrafların ilk örnekleri ile karşılaştığında, dünyayı olduğu gibi kaydetme fikri insanları havalara uçurmuştu. Görece kısa bir zaman içinde, filmli fotoğrafçılık siyah beyazdan renkliye evrimleşti. Daha sonra, hareketli fotoğraflar ortaya çıktı, evimizdeki koltukta otururken dünyayı izlemeye başladık. İlk dijital kameraların icat edilmesinden sonra, mucitlerin pek azı fotoğrafçılık ve medya dünyasında bir devrim gerçekleşeceğini biliyordu.



Bugün, milyarlarca fotoğraf çekiliyor ve insanlar arasında paylaşılıyor ve fotoğraf kaydetme araçları hızlı, durdurulamaz bir oranda büyüyor. Kameralar neredeyse her yerde – cep telefonlarımızda, evimizde, bilgisayarımızda, arabamızda hatta gözlük ve saat gibi giyilebilir eşyalarımızdadır. Bu araçlara, gerçekliğe dair bir bakış açısı vermesi, daha sonra bakabileceğimiz ve inceleyebileceğimiz anları belgelemesi için güveniriz. Ayrıca, bu hızlı büyüme birlikte, fotoğraf ve video manipülasyon araçlarına kolay erişim imkanı oluşmuş, gerçeğin büküldüğü çok daha fazla görüntü ile karşılaşılmaya başlanmıştır: ister yaygın dergi kapaklarına, ister İnternet sitelerine ya da haber sitelerine bakıyor olalım, baktığımız görüntülere güvenmek çok daha zor bir hal almaya başlamıştır, çünkü fotoğraflar sahte, değiştirilmiş ya da kurgulanmış şekilde sunulmaya başlamıştır. Medya, insanları etkilemek ve yönlendirmek için güçlü bir araç haline gelmiştir, bu da bizi fotoğrafçılıkta etiğin önemini sorgulamaya itmiştir. Fotoğrafçılar sadece gerçeği mi göstermeli, ya da tanıtım amacı ile yapılan düzenlemeler kabul edilebilir mi? Manipülasyon kabul edilebilir ise, varsa, sınırları nelerdir? Bunlara cevap vermek çok zor, ancak bazı temel duygularla, fotoğrafçılara yardımı dokunacak kabul edilebilir ve kabul edilemez bazı etik kurallar ve rehberlerden bahsedebiliriz.

Bu makalede, medya etiği konusuna derinlemesine girmek istemiyorum, çünkü o konu başlı başına teferruatlı bir konudur ve bir fotoğrafçılık sitesi ile tam olarak ilgili değildir. Bunun yerine, özel fotoğrafçılık türlerine ve takip etmemiz gereken uygulamalara odaklanacağım. Lütfen aklınızda tutun, bu makaledeki düşüncelerin çoğu kendi fikir ve deneyimlerime dayanmaktadır. Eğer bunlardan herhangi birine katılmıyorsanız, düşüncelerinizi yorumlarınızla paylaşabilirsiniz, böylece herkesin faydalanabileceği dostça tartışmalar yapabiliriz.

1) Fotoğraf Hırsızlığı

İnternet üzerinde milyarlarca fotoğraf mevcut durumdayken, sadece bireylerin değil, büyük şirketlerin de, diğer kişilerin çalışmalarını kendi çıkarları doğrultusunda kullandığını görmemek elde değildir. Bazı durumlarda hızsızlık aleni ve sesli bir şekilde, hiçbir izin almadan yapılırken, bazı durumlarda fotoğraflar, manipülasyon ya da düzenleme yolu ile farklı ürünler elde etmek için "ödünç alınmaktadır". Yapılış şekli ne olursa olsun, hırsızlık hırsızlıktır ve hiçbir şekilde ya da formda hoş karşılanmamalıdır. Birisi, Instagram gibi sosyal medya hesaplarında paylaştığınız fotoğrafları çalsa, bunlardan baskılar elde etse, satsa ve sizinle paylaşmayacağı binlerce dolar kazansa, ne hissederdiniz? Richard Prince ismini daha önce hiç duymadıysanız, web sitesini ve galerisini ziyaret edebilirsiniz: 

Richard Prince'in Galerisi, izin almadan aldığı, yazdırdığı ve sattığı görüntülerden oluşmaktadır.

Evet, tam olarak yaptığı bu: başkalarının çalışmalarını çalmak, yazdırmak ve kendi "sanat eseri" gibi satmak. Fotoğrafları "farklı amaçlar doğrultusunda" orijinal halinden çok farklı bir hale getirerek yepyeni bir görüntü meydana getirdiği tartışılabilir. Öyle bile olsa, fotoğrafın ilk kaynağından izin almalı, izin aldıktan sonra eserin altına, kaynağını açıkça belirtmesi gerekirdi. İşin daha da kötü yanı, bazı insanlar (özellikle de kendisi), onun gerçek bir sanatçı olduğunu ve yaptığı her şeyin doğru olduğunu düşünüyor. Bana göre ise, o bir hırsızdan başka bir şey değildir!

2) Fotoğraf İntihali

Peki, bir fotoğrafçı bir diğerinin fotoğraf fikrini ve bakış açısını, eşdeğer olmasa da çok benzer olacak şekilde kullanırsa, ne olur? Sonsuz tartışmaların döndüğü bir konuya giriyoruz, öyle ki, oyunun her iki tarafındaki kesin tarafından pırıl pırıl, kocaman bağımsız değişkenlerle destekleniyor. Fotoğrafçılar olarak, daha önce elde edilmemişi elde edebilmek için gerekli bilgi birikimine, yeteneğe ve deneyime sahibizdir; en azından bilgiye. Bu, özel bir konu, açı, kompozisyon, konu yerleşimi bulmak ya da renk ve tonların orijinal bir şeyler üretmek için kullanılması olabilir. Daha önce birisinin çektiği ve ilham aldığınız bir fotoğrafı yeniden çekmek kabul edilebilir midir? Ve eğer kabul edilebilir ise, izin alınmalı ve kaynak belirtilmeli midir? Bence cevap, birçok farklı etkene göre değişmektedir. Eğer fotoğraf, kaynak görüntüye eş şekilde birebir kopyalanmış, aynı açı, bakış açısı, kompozisyon, konu ve renk kullanılmışsa, apaçık bir intihal söz konusudur ve hoş karşılanmamalıdır.

Ancak, bazı özel istisnalar mevcuttur. Örneğin, manzara fotoğrafçılığında (aşağıdaki örnekte de görülebileceği gibi) bir fotoğrafçı belirli açının ve şekillerin eşsiz bir şekilde çalışacağı durumlarla karşılaşabilir. Tarih boyunca bu durumla birçok kez karşılaşılmıştır — örnek olarak, Ansel Adams'ın Grand Teton Ulusal Parkı'nda çektiği Snake River'a yüksekten baktığı fotoğrafı oldukça popülerdir:


Ansel Adams – Tetonlar ve Snake Nehri
Copyright Ansel Adams, Kaynak: Wikipedia
O zamandan beri aynı açıdan ve perspektiften diğer fotoğrafçılar tarafından sayısız fotoğraf çekilmiştir. Bu, her fotoğraf çekiminde, ilk çekime atıfta bulunulması gerektiği anlamına mı geliyor? Mesele etik olduğundan, bu soru cevaplanması zor bir soru, çünkü manzaralar sürekli değişim halindedir ve eğer bir fotoğrafçı, bir fotoğrafı tek bir hali ile çekmeye çalışsa, aynı kompozisyon kullanılsa bile, ışık şartları, bulut formasyonları, bitki örtüsü ve renklerde ince de olsa farklılıklar oluşacaktır. Ansel Adams, yukarıdaki örnekte gösterilen fotoğrafında, arka planda Grand Tetons yer alan bir çekim gerçekleştirmişti, ancak günümüzde, nehir aynı şeklini hemen hemen koruyor olsa bile, birçok ağaç büyümüş ya da yıkılmıştır. Bu, diğer fotoğrafçıların aynı kompozisyonu kullanmamaları gerektiği anlamına gelir mi? Ben öyle düşünmüyorum — meşhur yerlerin birçok kişi tarafından çekilebilmesini kabul edilebilir buluyorum, ancak yine de orijinal fotoğrafın birebir kopyası olmaması şartıyla. Şimdi, bir kişi Ansel Adams'ın orijinal fotoğrafına benzetmek amacı ile fotoğrafındaki ağaçları düzenlese, fotoğrafı siyah-beyaza çevirse, aynı en-boy oranını korusa, aynı bulut ve gölge formasyonlarını kullansa, bu fotoğraf için açık bir intihal söz konusudur, diyebiliriz.

Ancak, mevzu ihtihale geldiğinde, manzara fotoğrafçılığı biraz daha farklı değerlendirilebilmektedir. Aynı konu, perspektif ve kompozisyon kullanımı manzara fotoğrafçılığında kabul edilebilir görünse de, aynı şeyleri diğer fotoğrafçılık dallarında, örneğin portre ve moda fotoğrafçılığında kullanmak kaçınılmaz bir şekilde intihale giden bir yoldur. Örneğin, Tyler Shields'in çalışmalarını incelersek, çalışmalarının çoğunun diğer fotoğrafçılardan alındığını görebiliriz. Bazı örneklere bakalım:

Soldaki: Tyler Shields, 2015, Sağdaki: Irving Penn, 1986
Kaynak: Vice.com


Bu fotoğrafta, açık bir şekilde, Tyler Shields'in, çok benzer bir kopyasını yaparak Irving Penn'in çalışmasını kopyaladığını görebiliyoruz. Yine de, bazı desenleri değiştirmiş, renkleri düzenlemiş ve belli belirsiz farklı bir görüntü ortaya çıkarmıştır. Bu, çalışmasının orijinal olduğunu mu gösterir? Elbette hayır — tamamen başkasının çalışmasını almıştır. Bu çalışmada orijinal hiçbir şey yok. Ve ayrıca, Tyler Shields Irving Penn'e asla atıfta bulunmamıştır. Tyler Shields'in bir başka fotoğrafına bir göz atalım:

Soldaki: Tyler Shields, 2015, Sağdaki: Henry Leutwyler, 2012
Kaynak: Vice.com
Kopyalamanın nasıl yapıldığını açıkça görebiliyoruz. Yine, ayakta duran bir balerinin bereli bacakları ve sadece etkilenen alanın gösterilmesi. Bir ayakta ayakkabı varken, diğerinde yok. Çalışmasını, ayakkabı giyili ayakları değiştirerek ve farklı bandajlar ve bereler oluşturarak farklı kılmayı amaçlamış, ancak hiç fark etmez, hiçbir şekilde orijinal bir fikir elde edememiş. Bu durumda, eğer Tyler Shields Henry Leutwyler'in çalışmalarından ilham almışsa, ona atıfta bulunması gerekirdi.

Bazı durumlarda, bazı çalışmalar tesadüfen benzer çıkabilir. Eğer bu şekilde bir şey gerçekleşirse, buna "bir defaya mahsus" gerçekleşmiş diyebiliriz. Ancak, Tyler Shields'in çalışmalarını incelerseniz, bu durumun tesadüfen oluşmadığını kolaylıkla fark edebilirsiniz. O, başkalarının fikirlerini kendi adını duyurmak için sürekli olarak kullanmıştır.

Ne yazık ki, sosyal medya dünyasında, intihal neredeyse kaçınılmazdır. Fotoğrafçılar sürekli olarak diğer fotoğrafçıların fikirlerini çalar ve bazen çok da iyi işler çıkarırlar, hatta bazı durumlarda, orijinal eserden bile güzel eserler ortaya çıkabilir. Yine de bunun etik bir tarafı yoktur ve takipçilerimden, aynı hatalardan uzak durmalarını tavsiye ediyorum.


3) Fotoğraf Manipülasyonları 

Başlığı, fotoğrafçılıktaki etikten fotoğraf manipülasyonlarına genişletelim. Ne kadar manipülasyon yapılabilir ve sınırlar nelerdir? Fotoğrafçılık püristleri (sadelik yanlıları) fotoğrafların herhangi bir şekilde değiştirilmesine karşı çıkar – onlara göre fotoğraflar orijinalliklerini korumalıdır. Bazıları fotoğraflarda kırpma yapılmasının bile yasaklanması gerektiğini söylüyor. Diğer yandan, hiçbir şekilde utanmadan fotoğrafları manipüle ederek insanların zihinlerini etkilemeyi, beklentilerini karşılamayı amaçlayan insanları da görüyoruz. Fotoğrafçılık etiği söz konusu olduğunda, bir orta nokta var mıdır? İnanıyorum ki vardır, fakat net bir şekilde cevap vermek kolay değildir – çok karmaşık olan bu konuyu her bir fotoğrafçılık dalı için ayrı ayrı incelemeliyiz.

3.1) Belgesel, Haber, Röportaj

Bugün haber çıkışlı fotoğraflara yerel fotoğraflardan çok daha fazla güvenilmektedir. Her ne kadar çoğu medya kuruluşu kendi personeli ile çalışıyor olsa da,özellikle çatışma alanlarında ve erişilmez savaş noktalarında bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Halk bu görüntüleri gördüğünde, gördüklerine inanma eğilimleri de yüksek oluyor. Sonuç olarak, bu tür bir fotoğraf kamuoyunu, özellikle insanların gelecekteki kararlarını etkileyecek olan yönlendirme konusunda büyük bir ol oynamaktadır. Belgesel görüntülerin potansiyel etkileri ve önemi yüzünden, bu tür fotoğraflarda herhangi bir manipülasyon yapılması etik karşılanmamaktadır.


Bu, belgesel, haber ve herhangi bir tür röportaj fotoğrafçılığını kapsamaktadır, benim görüşüme göre, sokak fotoğrafçılığı da bu kapsamdadır. İnsanların etkilenmiş ya da etkilenmemiş bir fotoğrafını gördüğümüzde, öyle olduğuna inanmak isteriz. Bu fotoğraflar tarihi kayıtlar haline gelir, ve manipüle edilmelerine asla izin veremeyiz. Kısa bir süre önce medyaya servis edilmiş, düzenlenmiş görüntülere (fotoşop) bir bakalım:

Soldaki: havada dört füze varmış gibi düzenlenmiş. Sağdaki: Orijinal görüntüde havada sadece üç tane füze var.


Fotoğraf çekildiğinde, muhtemelen İran İslam Devleti açısından havada üç adet füzenin mevcut bulunduğu bir fotoğrafın, yani dördüncüsünün muhtemel bir hata nedeniyle ateşlenemediği bir fotoğrafın servis edilmesi kabul edilemezdi, bu nedenle orijinal fotoğraf, Photoshop kullanılarak dört füzenin de ateşlendiği bir fotoğraf halinde düzenlendi. Ek olarak, ön planda yer alan araç dikkat dağılmasına neden olacağı için fotoğraftan kaldırılmıştır.

Aşağıda, Brian Walski'nin iki farklı fotoğrafı ağır bir şekilde düzenleyerek oluşturduğu tek bir fotoğrafı göreceksiniz:

Üstteki İki Fotoğraf: Brian Walski tarafından çekilen orijinal fotoğraflar. Alttaki Fotoğraf: Brian Walski'nin dijital olarak düzenlediği manipüle edilmiş bileşimi.

Kötü bir şekilde, Brian Walski iki farklı fotoğrafı "çok daha etkili bir kompozisyon" için tek bir fotorğaf haline getirmenin iyi bir fikir olduğunu bu boyutta ağır düzenlemelerin kabul edilebilir olduğunu düşünüyordu. Bazı durumlarda, bu tür manipülasyonlar mahkemelik oluyor, özellikle fotoğraf, gerçekleri gizleyerek propaganda amacı ile kullanıldığında.

Yukarıdaki örnek gibi birçok örnek görebiliriz. Tarihteki en iyi örneklerinden bazılarını görmek isterseniz, Bronx Documentary Center tarafından hazırlanmış olan web sitesini inceleyebilirsiniz – özellikle halkı manipüle etmek için hazırlanmış şok edici örnekleri de izleyebilirsiniz.

Açıktır ki, bu tür belgesel fotoğrafçılığında manipülasyon yapılmasına izin verilemez. İyi haber şu ki, bu tür manipülasyonları yapanlar genellikle işten kovuluyor ve bazen hapse bile düşebiliyor, ancak göremediğimiz çok daha fazla örneğin olduğunu düşünüyorum.

Peki, kırpmaya ne diyebiliriz? Sadece ilgi alanı dışında kalan alanın ve fotoğrafın anlam bütünlüğü ile doğrudan etkileşime girmeyen alanların kırpılmasına izin verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu, karar vermesi zor bir süreçtir, çünkü kırpmanın en küçük hali bile anlamda büyük değişikliklere neden olabilmektedir, bu nedenle kırpmadan tamamen kaçınmak gereklidir.


3.2) Portre ve Moda Fotoğrafçılığı

Portre fotoğrafçılığı, özellikle de moda fotoğrafçılığı, şüphesiz, en çok Photoshop kullanılan fotoğrafçılık dalıdır. Pratik olarak, dergilerde gördüğünüz bütün fotoğraflarda oynama yapılmıştır. Bazı durumlarda, değişiklikler çok ince yapılsa da çoğu durumda çok büyük değişiklikler gerçekleştirilmekte, gerçeklikle olan bağ kopmaktadır. Bu tür dokunuşlar çok yaygındır, modelleri ya da kutlamaları kusursuz göstermek için "normal" kabul edilmektedir. Peki, etik olarak kabul edilecek ince çizgi nerededir? Her iki tarafta da ağır tartışmaların olduğu bu soruya da cevap vermek oldukça zordur.

Kişisel olarak, rötuş uygulamalarını kabul edilebilir buluyorum, ancak belirli kısıtlamalarla. Renkleri ve karşıtlığı ayarlarken, cilt kusurlarını ortadan kaldırırken, uzamış saçları kısaltırken oynamalara izin verilebilir; ancak kişinin fiziksel ve genel görünümde değişikliğe gidilmemelidir. Aşağıdaki Angelina Jolie fotoğrafına bir bakın:


Soldaki: Kamera ile çekilen. Sağdaki: Photoshop'ta rötuş sonrası.


Bana göre, bu sınırlarda yapılan uygulamalar kabul edilebilir. Rötuş uygulayıcısı yüzdeki bütün kusurları ortadan kaldırmış ve sanatçının yüzünü, bildiğimiz gibi, neredeyse hiç karşılaşamayacağımız kusursuz, pürüzsüz bir hale getirmiş. Yine de sanatçının yüzünde, aşağıdaki Kelly Clarkson fotoğrafındaki gibi aşırı düzenlemeler yapılmamıştır.

Soldaki: Kamera ile çekilen. Sağdaki: Kelly Clarkson'un vücudunda aşırı görünüm farklılıklarına neden olacak şekilde manipülasyon uygulanmış fotoğraf.

Burada, rötuş uygulayıcısı aşırıya kaçmış – kirpikler ve gözlerde değişiklikler yapmış, yüz hatlarını ve vücut hatlarını düzenlemiş, özellikle de vücudun alt kısmında büyük oynamalar yapmış. Bu, kabul edilemez örnekte bir rötuştur. Bu tür bir rötuş bizi gerçekten uzaklaştırır, gençliğimizin bu şekilde mükemmel görünülebileceğine dair bir inanışa sahip olmasına neden olur. Bu fikirler sürdürülmemelidir ve bu tür "sahte" fotoğraflar toplum tarafından hoş karşılanmaz.

Eşimle gerçekleştirdiğim birçok düğün fotoğrafçılığında, bazı gelinlerin, damatların ve birçok diğer kişinin kendilerini Photoshop kullanarak daha zayıf gösterebilmem konusunda istekleri ile karşılaştık. Eşim bu tür düzenlemeleri yapabilecek kapasitede olmasına rağmen, bu tür istekleri kabul edemezdik. Başımıza birçok iş açmasından dolayı değil, ayrıca hoş karşılamadığımızdan – insanlar, bu tür isteklerin hoş karşılanmayacağını bilmelilerdi. Eşim, zaman içerisinde, insanların daha farklı açılarla nasıl çekileceğini ve böylece daha zayıf bir şekilde nasıl görüneceğini öğrendi, ancak insanları gerçekte olduğundan çok daha farklı bir şekilde gösterecek ağır manipülasyonlar yapmaktan tamamıyla vazgeçti.

3.3) Doğa Fotoğrafçılığı

İnsanlar, vahşi ve gizemli doğanın masum güzelliğine bakıp büyülenirler. Gerçek hayatta tanık olduğumuz, doğanın en güzel ve en canlı renklerini altın saatlerde sunduğudur, ve bu saatlerde, bulutlu günlerde olduğundan çok daha etkili bir şekilde duygu aktarımı gerçekleştirilebilir. Bu yüzden, etkileyici bir manzara fotoğrafına daldığımızda, gerçeği gördüğümüz varsayımını yaparız: fotoğrafçının doğru yerde doğru zamanda bulunduğuna inanırız. Dergilerde yayınlanan, ünlülerin fotoğraflarının sahte doğaları hakkında varsayımlar yapabilirken, bu tür varsayımları doğa fotoğraflarında yapmayız. Neden? Bu soru hakkında uzun süredir kafa yoruyorum ve cevabın oldukça basit olduğunu düşünmeye başladım — doğanın bize sunulduğu kadar güzel olması gerektiğine inanıyoruz. Doğaya ham, el değmemiş ve insan eliyle kirletilmemiş olarak bakıyoruz.

Önce

Sonra
Bir doğa fotoğrafının gerçek dışı bir izlenim verdiğini fark ettiğimizde, hatta daha da kötüsü, bir fotoğrafın algıladığımız gibi olmadığını fark ettiğimizde, fotoğrafçıya karşı bir güvensizlik duygusu hissetmeye başlarız. Kandırılmış hissederiz.

Yukarıdaki, kameramla çektiğim ve Photoshop yardımı ile düzenlediğim fotoğrafa bir bakın.

Beş yıl önce düzenlediğim görüntüyü, son derece sahte görünümüne rağmen "hoş ve etkileyici" olarak düşünürdüm. Havada nem ya da bulut olmaksızın, gökyüzü asla bu renkte görünmezdi! Hem o zamanlar, daha "artistik" bir his vermesi için, fotoğraflara değişik efektler uygulamanın hoş olduğunu düşünüyordum. Bu fotoğrafları atölye çalışmalarımda sergiler ve kendimle dalga geçerim, bu fotoğrafı diğer kişilere göstererek, herkesin aynı süreçlerden geçtiğini ve bunun normal olduğunu anlatmaya çalışırım. Bu fotoğrafı asla portföyümün bir parçası olarak tutmadım ve asla bir galeride sergilemedim, çünkü gerçekliği bozuyordu ve doğayı doğal olmayan bir formda sunuyordu.

Aşağıda, paylaştığımda okuyucularımın hayal kırıklığına uğradığı bir fotoğrafı görebilirsiniz.

Tam Ay Tutulması Bileşimi
Bu fotoğrafın bir bileşim olduğu aşikar olmasına rağmen, ayın farklı hallerinin kopyalanıp tamamen farklı bir sahnede birleştirilmesi insanları sinirlendirmişti. Bu bileşim için, ay tutulması gerçekleşirken ayın fotoğrafını çektim, daha sonra ay tutulmasını bir dizi halinde gösterebileceğim etkili bir ön plan aradım, daha sonra ay fotoğraflarını bir panorama halinde birleştirdim. Yukarıdaki fotoğraf, hiçbir zaman gerçek olarak sunduğum bir fotoğraf olmadı – aslında, sahte bir görünüm sunması için oluşturdum (ay asla fotoğrafta görüldüğü gibi bir yay çizmezdi), bu barizdi. Bu fotoğraf da doğa galerimde sergilediğim fotoğraflardan biri olmadı, çünkü gerçekliğe dair barındırdığı hiçbir şey yoktu. Elbette, ayın halleri gerçekti, manzara gerçekti, ancak ikisi, hiçbir zaman fotoğraftaki gibi bir araya gelemezdi.

Peki, doğa fotoğrafçılığında ne tür düzenlemeler kabul edilebilir? Bu milyon dolarlık bir sorudur! Manzara fotoğrafçılığında, pozlamanın, renklerin, gölgelerin, tonların ve karşıtlığın düzenlenmesi, bölgesel dodge ve burn uygulamaları, daha iyi bir kompozisyon için kırpma ve diğer bazı ayarlamalar, fotoğrafı gerçek dışı ve sahte göstermediği müddetçe kabul edilebilir düzeydedir. HDR fotoğrafçılığa da karşı değilim – aslında modern kamera sensörleri ile çekilmesi mümkün olmayan detayların elde edilebilmesi için harika bir tekniktir, ancak doğanın sınırlarını zorlamamalıdır. Fotoğrafın belirli bölümlerindeki detayları ön plana çıkarmak için harmanlama yapılmasına da karşı değilim, aşırıya kaçılmaması şartıyla. Son olarak, kadraj içindeki dikkat dağıtıcı ögelerin ortadan kaldırılmasını da kabul edilebilir buluyorum. Temel olarak, çoğu düzenleme türlerini umursamıyorum!

Aşağıda, kabul edilebilir bulduğum bir örneği görebilirsiniz:

Soldaki: Düzenleme öncesi RAW hal, Sağdaki: Lightroom vePhotoshop kullanımı sonrası fotoğraf.

Yukarıdaki örnekte, kayaya daha da yakınlaşmak için fotoğrafı biraz kıprtım, ön planın ve gökyüzünün beyaz dengesi ayarını değiştirdim, bulutlara biraz renk ile yapı ekledim.Ayrıca, düzenleme bittikten sonra çöl üzerinde diğer fotoğrafçıların ayak izlerinin dikkat dağıtıcı bir hal aldığını gördüm ve Photoshop'taki clone stamp ile bu alanlarda klonlama yaparak fotoğrafın daha temiz bir görünüm elde etmesini sağladım.

Aşağıda, Rum Vadisi'nde gerçekleştirdiğim ve kabul edilebilir bulduğum bir örneği görebilirsiniz:

Önce

Sonra

"Sonraki" fotoğraftaki değişiklikler, öncekinden daha belirgin. Karşıtlıktaki ve renkteki standart düzenlemelerin yanı sıra, çok fazla dikkat dağıtıcı olduğu için, ilk fotoğraftaki araçları ve kamyonları fotoğraftan çıkardım. Ön planda çok fazla değişiklik yapmamama rağmen, dikkat dağıtıcı bazı ögeleri fotoğraftan çıkardım – ön plandaki, sol atta kalan beyaz kaya parçasına dikkat edin. Arkamda ayak izi bırakmamak için tam anlamıyla kayadan kayaya zıplıyordum ve etkili bir kompozisyon oluşturabileceğim bir alan bulmakta ciddi anlamda zorlanmıştım. Bu fotoğrafı çekerken, o beyaz kaya parçasının fotoğrafta olmaması gerektiğini biliyordum. Siyah kaya parçası fotoğrafa sığıyordu ancak beyaz kaya parçası fotoğrafa sığmıyordu (fotoğrafta küçük bir kısmını görebiliyorsunuz). Bu nedenle fotoğraftan çıkardım, ayrıca çok fazla dikkat dağıtacağını düşündüğüm küçük beyaz noktaları da fotoğraftan çıkardım.

Kabul edilebilir rötuş örneklerini gördüğünüze göre, önermeyeceğim düzenleme uygulamaları hakkında da biraz konuşalım. Temel olarak, bileşik fotoğrafların herhangi bir türü, özellikle çok daha çarpıcı bir görüntü elde edebilmek amacı ile alakasız fotoğrafların birleştirilmesi, kabul edilebilir değildir. Bu fotoğraflar, ya da denildiği şekli ile "sanat eserleri" doğa fotoğrafçılığına ya da güzel sanat galerilerine ait değildir – onların kendilerine ait yerleri vardır. Yine söyleyelim ki, bu fotoğrafların, insanları olmayan bir şeye inandırmaya çalışmaması gerekmektedir.

Etikteki bir diğer önemli konu da doğaya olan etkimizdir. Bu konu hakkında çok şey yazdım ancak halen bu yanlış yapılmaya devam ediyor. Ölüm Vadisi Ulusal Parkı'nda (Death Valley) geziyorken, ilginç bir sahne ile karşılaştım – genç bir çift aracını Devil's Cornfield (e.n. Şeytan'ın Mısır Tarlası - Ölüm Vadisi'nde bir bitki örtüsü) içine, aptalca bir sebeple sürüyordu – özçekim için. Maalesef, insanlar bu tür aptalca şeyleri her zaman gerçekleştiriyorlar, hoş şeyler yaptıklarını düşünüyorlar, halbuki, diğer insanların gelecekte de görmeyi isteyeceği ve gördükçe zevk alacağı manzaraları harap ediyorlar. Ölüm Vadisi'ndeki Racetrack'ta (e.n. Ölüm Vadisi'nde, içinde Yürüyen Kayaların bulunduğu bir kurumuş göl alanı) kamp yapan insanlara bizzat tanık oldum, bu insanlar, yürüyen kayaları parkurlarından, kimsenin sahip olamayacağını düşündükleri bencilce bir düşünceyle kaldırmışlardı. Michael Fatali'yi, Arches ve Canyonlands Ulusal Parkı'ndaki Delicate Arch'ı (e.n. kemer şeklindeki ünlü bir doğal oluşum), sadece kendisi için de değil, çalışma grubundaki diğer kişiler için de yaktığını da gördük. Benzer olaylarla sürekli, sürekli karşılaşıyoruz, fotoğrafçılar yer şekillerine zarar verecek bu türde eylemleri sürekli olarak, daha önce çekilmemiş bir fotoğraf çekebilmek amacı ile gerçekleştiriyorlar. Benzer vandalizm ve bencillik örnekleri günümüzde büyük bir problem, ve gelecek nesillerle, günümüzdeki güzellikleri paylaşabilmek konusunda başarısızlık yaşıyoruz. [e.n. Yıllar önce Adıyaman'a, Nemrut Dağı'na gittiğimizde, bir arkadaşımın, yıllarca bütün ihtişamını koruyabilmiş olan o Tanrı Heykellerinin üzerine çıkması da bunun bir örneğiydi.]

Doğa fotoğrafçılığında etik ile ilgili daha fazla bilgi için NANPA'nın web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sitede, sahada gerçekleştireceğiniz çekimlerde faydasını görebileceğiniz birçok faydalı bilgiyi bulabilirsiniz.


3.4) Seyahat Fotoğrafçılığı

Konu seyahat fotoğrafçılığına geldiğinde, birçok etik endişe ortaya çıkmaktadır. Bütün ülkelere, kültürlere, kabilelere, gruplara ya da bireylere uygulanabilecek rehberler ya da konulmuş kurallar yoktur. Fotoğrafçılar olarak kültürlere, inançlara ya da sosyal normlara dair ön araştırma yaparak neyin fotoğraflanacağı neyin fotoğraflanmayacağı hakkında bilgi sahibi olmamız gerektiğine inanıyorum. Hükumet tarafından belirlenen özel kurallara uymadığınız takdirde, Kuzey Kore gibi bazı ülkelerde kolaylıkla hapse girebilirsiniz, ve eğer fotoğrafların, insanların ruhlarını çaldığı düşünülen Meksika gibi bir ülkede insan fotoğrafları çekmek istiyorsanız, başınız kolayca belaya girebilir. Fotoğrafçılar olarak, yerel kanunlara, kurallara ve normlara saygı duymalı, diğer fotoğrafçıları da temsil etme sorumluluğunu üstlenmeliyiz. İçimizden birisi gizlice bu kuralı kırarsa, geri kalanımız da bu sorundan etkilenecektir.


Giza Piramidi'ne tırmanan bir Alman genç kızın yakın bir zamanda çekimini gerçekleştirdiği fotoğrafı ele alalım, özellikle yasaklanmasına rağmen Mısır kanunlarını tamamen görmezden gelmektedir. Mısır'daki antik yapılara tırmanmak birçok farklı nedenden dolayı yasaktır. Öncelikle, son derece güvensizdir. Uzun yıllardan sonra, taş bloklar yıpranmaya ve yıkılmaya başlamıştır, ve geçmişte birçok turist piramitlere tırmanmaya çalışırken yaralanmışlar ya da ölmüşlerdir. İkinci olarak, bu kumtaşı bloklar uzaktan görüldüğü kadar sağlam değildir – herkesin piramitlere tırmanmayı denediğini düşünün. Gelecek nesillere bırakacak piramitlerimiz kalmazdı.

Andrej Ciesielski, yasadışı bir şekilde, yerel kanunların, antik yapılara tırmanılmasını kesin bir şekilde yasaklamasına rağmen, Giza Piramitleri'ne tırmandı. Sahnedeki sarkan ayakları fotoğraflayarak ölçek duygusu ve fotoğrafçının tehlikede olduğu duygusu vermek istemişti.
İnsanlar bu tür antik eserlere yıllardır vandallık yapıyor ve etkilerini bugün açık bir şekilde görebiliyoruz. Giza'nın tepesinde bile olsanız, tarihte iz bırakmak isteyen farklı dilden kişilerin meydana getirdiği oymaları görebilirsiniz. Ne bencilce bir hareket! Kendisini ön plana çıkarmak için kanunları hiçe sayanları kendimce saygıya davet ediyorum. Bu, sadece sosyal medyada birkaç "beğeni" fazla alabilmek için hareket edenleri de kapsıyor. Bu kişilerin çoğunun kanunlara, düzenlemelere, özel mülkiyet veya gizlilik haklarına neredeyse hiç saygıları yok – kendilerini kilitleri kırmak, yasaklı alanlara girmek için yaratılmış zannediyorlar.

Yukarıdaki durum bir yana, seyahat fotoğrafçılığı yaparken düşünmeniz gereken birçok etik değer daha vardır. İnsanların fotoğrafını para vererek çekmek kabul edilebilir mi? Teknesinde karabatakları, arkasında harika dağları, bir elinde el feneri tutarak teknesinde balık avlamaya çalışan bir balıkçının harika fotoğraflarını görmüş olmalısınız. Pratik olarak, bu fotoğrafların hepsi, kurgudur. Aslında, bu bölgede, bu işi parayla yapan bir balıkçı ordusu bulunmaktadır. Fotoğrafların çekildiği Çin'de aşırı avlanmaya bağlı olarak balık popülasyonu neredeyse sıfıra düşmüş durumda, bu nedenle geleneksel karabatak balıkçılığı sadece fotografik nedenlerle gerçekleştiriliyor. Öyleyse, bu tür uygulamalar için işçi kiralamak etik midir? Bu soruya cevap veremem, ancak hem artısını hem de eksisini düşünmemiz ve bu fotoğrafların insanları nasıl etkilediğine cevap vermemiz gerekir. Dünya genelinde, insanların fotoğraflarını çekmek için para ödemek bir gelenek halini almıştır. Bazı turistik bölgelerde, insanların fotoğrafını çeker ve ödeme yapmayı unutursanız, insanlar kırılabilir ve hatta sinirlenebilir.

Peki, çekimden önce izin alma hakkında ne diyebiliriz? Bu, bütün portre fotoğrafçılığı türlerini ve sokak fotoğrafçılığını kapsamaktadır. Özellikle çektiğiniz fotoğraflardan para kazanmak gibi bir amacınız varsa, insanların fotoğraflarını, izinlerini almadan çekmek kabul edilebilir mi?

Eğer seyahat fotoğrafçılığı hakkında derinlemesine araştırmalar yapmak isterseniz, birçok karanlık hikaye ile karşılaşmanız mümkündür. Bazı fotoğrafçıların, bazı çocuklara para vererek, daha önce hiç kimsenin fotoğraflamadığı benzersiz bir fotoğraf çekebilmek adına, çıplak fotoğraflarını çekmek istediklerine dair korkunç bir hikaye duymuştum. Bu tür hikayeleri duyduğumda üzüntü ve tiksinti hissediyorum.

3.5) Drone Fotoğrafçılığı

Yakın bir zaman içinde, drone fotoğrafçılığı uçuşa geçti. Fotoğrafçılar ve kameramanlar, başka türlü elde edilmesi imkansız fotoğraflar çekebilmek için dronelar kullanarak benzersiz açı ve uzaklıklardan fotoğraflar çekmeye başladılar. Drone fotoğrafçılığı fikri çok cazip gelse de, birçok ciddi endişeyi de beraberinde getirmektedir.

Fotoğraf: Spencer Cox
Drone fotoğrafçılığı çok yeni ve çok düzensizdir. Yolcuları ve hükumetleri tehlikeye düşüren bazı durumlar, koruma alanlarına düşüşler, binalara çarpışlar gibi bazı durumlar nedeni ile droneların kaydedilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Temel yönergelerin dışında, droneların nasıl çalışacağına dair özel kanun ve kurallar mevcut değil. Bu, herkes için büyük problem oluşturuyor, çünkü insanlar neleri yapıp neleri yapamayacakları hakkında sadece varsayımda bulunabiliyorlar. Özel mülkiyet, gizlilik endişeleri, insanların özel mülkiyetleri içinde çekilmesi gibi konulardan kimse bahsetmiyor. Hükumetlerin ve insanların kafalarının üzerinde uçan uçaklar hakkında endişe duymadığı denizaşırı yerlerde, özellikle kendi alanlarının korunması ihtiyacı doğurması nedeniyle, işler çok daha karmaşık bir hal almaya başlıyor.

Nikon Coolpix A @ 18.5mm , ISO 360, 1/1000, f/2.8
Seyðisfjörður, Doğu İzlanda, Fotoğraf: Spencer Cox

Maalesef, çoğu drone sahibi, dronelarını çok fazla uygulama yapmadan, hükumet ve özel mülkiyet alanlarına sokacak şekilde kullanmaktadır. Droneların pahalı maliyetlerinin yanı sıra, kapalı alanlara giren dronelar bu alanlarda arızalanıyor, dronelarını geri almak isteyen sahipleri ile mülkiyet sahipleri arasında şiddetli tartışmalar baş gösteriyor.

Drone fotoğrafçılığı ile ilgili birçok etik endişe mevcuttur, ve inanıyorum ki bu, büyük bir makale ile açıklığa kavuşturulmalıdır, çünkü drone fotoğrafçılığı çok daha hızlı bir şekilde gelişecektir.

4) Fotoğrafçılık Yarışmalarının Etiği


Fotoğrafçılık yarışmaları tarihsel olarak bir dizi kuralı bünyesinde barındırmakta, ve genellikle rötuş yapılmasını yasaklamaktadır. Bazı yarışmalar hiçbir rötuş uygulamasına izin vermezken, bazı yarışmalarda renk ve karşıtlık düzenlemesi ve belki de hafif oranda kırpma gibi küçük düzenlemelere izin vermektedir. Yarışmalardaki "Düzenleme yapılamaz" kuralına karşı olsam, ve bazı düzenlemelere izin verilmesi gerektiğini düşünsem de, rötuş ve manipülasyona izin veren kurallara tamamen karşıyım. "Her şey serbest" şeklinde bir yola girerseniz, yarışmalar hızlı bir şekilde amacının dışına çıkabilir. Bazı Photoshop sihirbazları, ortalama bir fotoğrafı muhteşem bir fotoğraf haline getirecek yeteneklere sahiptir. Biraz hayal gücü ve biraz Photoshop kullanma becerisi ile birlikte, herhangi bir şeyi daha önce hiç var olmayan harika bir eser haline getirebilir. Bu tür uygulamalara hiçbir zaman izin verilmemeli demiyorum, ancak fotoğrafçılık yarışmalarının dışında tutulmalı, kendi içlerinde değerlendirilmeliler.

Singapurlu bir fotoğrafçı olan Chai Yu Wei'nin yakın bir tarihteki çalışmasını ele alalım, fotoğrafını Nikon tarafından düzenlenen bir yarışmaya göndermeden önce, sadece bir başkasının, göğe uzanan merdiven fikrini almakla kalmamıştı, aynı zamanda fotoğrafın ortasına bir uçak ekleyebilecek bir cesarete de sahipti. Maalesef, sorulduğunda, uçağı o şekilde yakalayabilecek kadar şanslı olduğunu söylemişti. Diğer fotoğrafçıların, bu fotoğrafın sahte olduğunu anlamaları ise zaman almayacaktı.

Nikon Singapur tarafından seçilen ve birincilik ödülünü kazanan, dijital olarak manipüle edilmiş bir fotoğraf.

Nikon, bu fotoğrafı Facebook sayfalarından kaldırdı ve bu fotoğrafı birinci olarak seçtikleri için özür diledi, ayrıca fotoğrafçı da bir özür yayınladı. Ancak, bu özel durum, fotoğrafta manipülasyona neden izin verilmemesi gerektiğine dair bir sonucu da beraberinde getirdi. Chai Yu Wei, diğer insanların bu fotoğrafın bu şekli ile çekildiğine inanmalarını istemişti, doğru yerde doğru zamanda bulunduğuna, tam o anda bir uçağın geçtiğine ve harika bir kompozisyon oluştuğuna, ancak böyle bir şey asla gerçekleşmemişti.

Aynı etik yönergeler vahşi yaşam fotoğrafçılığı için de geçerlidir. José Luis Rodriguez'in, çitlerin üzerinden atlayan bir kurdu çektiği fotoğraf da buna örnektir, vahşi bir kurt, çiftçinin evinin arkasındaki çitlerin üzerinden atlarken çekilmiş bir portre gibi bir sonuç ortaya çıkmıştı.

José Luis Rodriguez, vahşi bir kurdun çitlerin üzerinden atlarken yakaladığı fotoğrafını bir vahşi yaşam yarışmasına gönderdi. Prestij ödülü kazandı, ancak daha sonra jüri kararıyla iptal edildi.

Kurdun vahşi olmadığı ve fotoğrafçının bu fotoğrafı çekebilmek için bir sahne kurduğu, gece flaşla çekimi gerçekleştirdiği belirlendi. Bu fotoğraf bir bileşim olmamasına, fotoğrafta rötuş uygulamaları yapılmamasına rağmen, büyük bir etik sorunu taşıyordu – kurt evcil olmasına rağmen vahşi imiş gibi gösteriliyordu. Eğer vahşi yaşam fotoğraflarında evcil hayvanların kurgulanmış görüntülerinin kullanılmasına izin verilecek olsaydı, vahşi yaşam fotoğrafçılığının bir anlamı kalmazdı; herkes evcil hayvanını harika bir arka planı olan yere götürebilir ve çekimini gerçekleştirirdi.

5) Yaban Hayatını Besleme Etiği

Diğer fotoğrafçıların bazı vahşi yaşam fotoğrafçılarına sinirlenebileceği bir durum vardır, benzersiz bir çekim için hayvanlar beslenebilir. Birçok vahşi yaşam fotoğrafçısı hayvanları besler ve bundan bir suçluluk duymazlar – bazıları ise bu durumu hoş karşılamaz. İster evinizin arkasında, ister sahada, kuşların fotoğrafını çekebilmek için kameranın yakınlarına yem atabilirsiniz, işte bu, vahşi yaşam fotoğrafçılığındaki "Hayvanları beslemek etik mi?" sorununun temelini oluşturmaktadır. Bu soruyu tartışmaya açık bırakıyorum. Fotoğrafçıların benzersiz çekimler gerçekleştirebilmek için hayvanları beslemesi sizce kabul edilebilir mi? Sizce izin verilmesi gereken durumlar var mıdır, varsa nelerdir?

© Makale, Nasim Mansurov tarafından yazılmış olan The Importance of Ethics in Photography adlı makaleden Türkçe'ye çevrilmiştir.

3 yorum :

  1. merhaba,
    yukarıda yayınlanan makaleyi Mersin Fotoğraf Derneğinin Web sayfası içerisinde yayınlamaya başladığımız FOTO-GRAF isimli e-dergi'de yayınlamak için izninizi rica ederim...

    Ufuk AĞMA
    MFD Yönetim Kurulu Üyesi
    Tel: 532 300 20 91

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Ufuk Bey,

      Kullanım koşullarımızda da belirttiğimiz üzere, herhangi bir izne gerek duymadan yazılarımızı paylaşabilirsiniz. Tek ricamız, sayfanızın sonunda web sayfamızı kaynak göstermenizdir. Çalışmalarınızda kolaylıklar dileriz. Saygılarımızla.

      Sil
  2. Teşekkür ederim...
    iyi çalışmalar...

    YanıtlaSil

Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yorum yapmak için kayıt olmanız gerekmemektedir.

 
Copyright © 2010 - 2021 Profesyonel Fotoğrafçılık . Tasarım: OddThemes - Yayımcı: Gooyaabi Templates - Kullanım Koşulları
DMCA.com Protection Status