Eğer birisi bana daha önce çektiğim fotoğraflardan sadece bir kategorideki olanları seçebileceğimi ve diğerlerini yok edeceğini söyleseydi – bir süre düşünürdüm ve yıldırım fotoğraflarını seçerdim. Neyse ki gerçek hayatta hiç kimse böyle bir talepte bulunmuyor, ancak yine de bu etkileyici konu hakkında konuşmaktan kendimi alamıyorum.
Ben gönülden bir fırtına avcısıyım, bu nedenle hava ile ilgili her şeyi seviyorum. Kum fırtınaları, hortumlar, seller ya da hava ile ilgili her ne varsa zor olsa da çekerdim. Fakat yıldırımlar – yıldırımları seviyorum.
“MountainSide” – Buckeye, Arizona – 50mm, ISO 100, f/8.0, 20 sec, © Mike Olbinski |
Adrenalin Koşusu
Yıldırım nedir? Bütün ömrüm boyunca Arizona'da yaşadım ve özellikle yaz muson dönemlerine hayranlık duyarak büyüdüm. Bir çocuk olarak hatırladığım en eski anılardan birinde, evimizin arka verandasında oturuyorduk ve aniden arkamızdaki bahçeye düşen bir çarpma ile neredeyse kör oluyordum. Birkaç saniye boyunca görme kaydı yaşadığımı halen hatırlarım. O kadar yakındı ve şiddetliydi. Arizona, yıldırım fotoğrafları çekebilmek için en harika yerlerden birisidir. Burada çok fazla yüksek-ölçekli fırtına gerçekleşmekte, bu da birçok yıldırım olacağı anlamına gelmektedir. Otlaklarından Büyük Kanyon'una, çöllerinden kaktüslerine kadar çok güzel manzaralara ev sahipliği yapmaktadır. Arizona'da bir gün Tuscon adında, iki bütün haftasını sadece Arizona'ya düşen yıldırımları fotoğraflamakla geçiren bir adamla tanıştım, Almanya'dan gelmişti!
Yıldırım fotoğrafı çekmeye çalışmak bir adrenalin koşusu gibidir. Bağımlılık yapar. Çekiminizi yaparsınız, kameradan bakarsınız, bir destansı ok yakalamışsınızdır, ancak yine de memnun kalmazsınız; belki de benim için geçerlidir bu. Benim için asla yeterli olmaz. Daha fazlasını isterim. Daha fazla ve daha fazla.
“Purple Rain” – Highway 347, AZ 50mm, ISO 200, f/6.3, 25 sec, © Mike Olbinski |
Yıldırımlar ilginçtir. Yaklaşmak istersiniz, fakat çok değil. Daha yakın daha iyidir – bazen. Aniden ortalık sessizleşir ve bir anda tam başınızın üzerinde bir fırtınanın kopmaya hazırlandığını ve herhangi bir yerden saldırıların başladığını fark edersiniz. Ben genellikle herhangi bir yerin tam merkezinde, gecenin geç vakitlerinde ve gözleri kör edercesine aydınlanan bir manzaranın tam ortasında bulunurum.
Yıldırımları eğlenceli kılan özelliklerinden birisi yıldırımların benzersizliğidir. İki yıldırım birbirinden tamamen farklıdır. Çekiminizin nasıl tamamlanacağını asla bilemezsiniz. Ayrıca, dışarıda yalnız başına iseniz, hiç kimse sizin çektiğiniz görüntü ile aynı görüntüyü elde edemez.
Fırtınaları Bulmak
Yıldırımları fotoğraflamanın esasen en zor kısmı burasıdır. Kamera ayarları ve lensler hakkında endişe duyabilirsiniz, ancak bununla bir süre uğraştığınızda, bütün bu ayarların sizin bir parçanız olduğunu hissedebilirsiniz. Ancak bir fırtına bulmak gerçekten zordur. Birleşik Devletler'de ya da yıldırımların sürekli meydana gelmediği dünyanın herhangi bir yerinde yaşıyor olabilirsiniz. Eğer bulunduğunuz yerde yıldırımlar sürekli meydana geliyorsa, bazı temelleri öğrenmeli ve hazırlık için hava durumunu izlemelisiniz.
ABD'de bu işi yapabilmenin en kolay yolu Ulusal Meteoroliji Servisi'nin internet adresini sık kullanılanlara eklemektir. Bu kurumun sitesinde, fırtınaların nerede ve ne zaman olacağını takip eden radarları bulabilirsiniz. Daha net sonuçlar istiyorsanız (iOS ve Android için) RadarScope programını indirebilir ve akıllı telefonuzla bu programı kullanabilirsiniz.
Eğer bölgenizde sıklıkla yıldırım görülmüyorsa, fırtına gözlemcileri turlarına katılabilir ya da yaz aylarında Arizona gibi bölgelere gezi düzenleyebilirsiniz.
“Buckeye” – Buckeye, AZ – 50mm, ISO 160, f/10, 8 sec, © Mike Olbinski |
İhtiyaç Duyacağınız Araçlar
Tamam, aşağıdaki birkaç başlıkta ciddi bir şekilde dikkate almanız gereken konulardan bahsedeceğim, hadi, başlayalım. Araçlar, yıldırım fotoğrafı çekebilmeniz için gereken her şey anlamındadır. Esasında, ben yıldırım çekimlerime küçük bir adım ile, saniyede üç fotoğraf çekerek başladım. Bu şekilde denemelerimin üçüncü ya da dördüncü seferinde etkileyici bir yıldırım görüntüsü yakalamıştım, bu beni gerçekten kendisine bağlamıştı. Eğer yeterince isterseniz, şansınıza bağlı olarak basit kameralarla bile temel yıldırım fotoğraflarını çekebilirsiniz. Hatta, akıllı telefonlar için üretilmiş programlar bile bulunmaktadır.
Fakat, şansınızı olabildiğince artırmak ve büyüleyici fotoğraflar çekmek istiyorsanız – ekipmanınızı güncellemeniz gerekecektir. Uçuk ekipmanlar kullanmanıza gerek yok. İşte, ihtiyaç duyacağınız ekipmanların bir listesi:
- Bir DSLR, SLR ya da pozlamayı kontrol edebileceğiniz bir kamera.
- Lens, elbette. Değişik odak uzaklıkları olması gerektiği gibi ben prime lenslerin hayranıyım.
- Bir üçayak (tripod) – en dayanıklısı en iyisi.
- Kablosuz uzaktan kumanda ya da intervalometre.
Bütün ihtiyaç duyacağınız ekipmanlar bunlardır. Bu ekipmanların en pahalı olanlarını almak zorunda değilsiniz. Temel DSLR'ler iyi bir başlangıç noktasıdır. Kompakt kameralardan DSLR'lere geçiş yaptığım ilk kamera Canon Rebel XSi idi. Bir yıl kadar bu kamera ile çalıştım ancak zaman içinde full-frame kameraya geçmem gerektiğini biliyordum.
Mammoth, AZ – 50mm, ISO 200, f/6.3, 25 sec, © Mike Olbinski |
Ben, Canon ürünlerini, özellikle 5D Mark III ve yedek olarak Mark II kullanıyorum. Bir fırtına peşinde koşarken kullandığım lensler:
- Rokinon 14mm f/2.8 (çoğunlukla time-lapse fotoğraflarında ve bazı manzara fotoğraflarında da)
- Canon 16-35mm f/2.8
- Canon 17-40mm f/4.0
- Canon 35mm f/1.4
- Canon 50mm f/1.2
- Canon 135mm f/2.0
Kullandığınız üçayak dayanıklı ve ağır malzemelerden üretilmiş olmalıdır. Bir hortum çekimi esnasında güçlü rüzgarlar ile karşılaşacağınızın farkında olmalısınız. Birkaç kez güçlü rüzgarlar nedeniyle bu konuda sıkıntı yaşamıştım. Üçayaklar için kamera ekipmanlarına ve time-lapse araçlarına harcadığım kadar para harcamadım, yine de Manfrotto ayakları ve kafası kullanıyorum. İmkanınız varsa, daha geniş imkanlarla çekim yapabilmenize olanak sağlayacak bağımsız ayakları ve istikrarlı bir tabanı olan bir üçayak satın alın.
Son olarak, bir harici kumandaya ihtiyacınız olacak. Bu, kablolu kumandalar olabileceği gibi kablosuz bir intervalometre de olabilir. Ben genellikle kablosuz intervalometre kullanıyorum, çünkü bir yıldırım sağanağı altında iseniz aracınız içinden çekim yapmak çok daha güvenlidir. Ayrıca, kablolu kumandalar hızlı bir şekilde topralanmanız gereken durumlarda ayakbağı olabileceği için kablosuz kumandaları daha fazla seviyorum. Ayrıca, kullanımları da son derece kolaydır.
Yıldırım Sensörlerine Dair Birkaç Küçük Bilgi
Yıldırım fotoğrafçılığı ile ilgili kontrollerimizin bir diğeri de bir yıldırım sensörü ve tetikleyici. Bu tetikleyicilerin en önemli özelliği yıldırımların ışığına karşı hassasiyetleri ve kameranızın deklanşörünü otomatik olarak çalıştırmasıdır. Gece ya da gündüz, bu ekipmanı kameranıza rahat bir şekilde bağlayabilir ve kameranızın bütün işi kendiliğinden yapmasını bekleyebilirsiniz.
Scott City, KS – 33mm, ISO 100, f/16, 2 sec, lightning trigger, © Mike Olbinski |
Bu tetikleyicilerle ilgili dikkat edilmesi gereken kısım, güvenilir bir tane bulabilmektir. En pahalı ve benim için işlev gören en iyi tetikleyiciyi (The Lightning Trigger ® IV) satın alana kadar üç farklı tetikleyici kullanmıştım. 100-200$ arasında değişen miktarlarda paralar ödememe rağmen her yıldırım düşüşünde tetikleyici düzgün olarak çalışmıyordu. Bu, dikkat edilmesi gereken bir nokta, değil mi? Bana göre, iyi bir tetikleyici satın alabilecek durumda iseniz, çalışan bir tane bulabilmek için birkaç sefer 100$ ödeme riskini bir kenara bırakmalısınız.
Benim tercihime göre bu sensörler gündüz vakitlerindeki çekimler için daha iyi bir tercihtir, hava karanlık olduğu zamanlarda daha az kullanışlı olmaktadır. Çoğu fotoğrafçı bu sensörleri gün ışığında yaptıkları çekimlerde kullanmaktadır, ayrıca örtücünüzü (obtüratör) korumaktadır. Gün boyunca yüzlerce fotoğraf çekebilir ve şanslı olmayı umabilir ya da bir tetikleyici kullanabilirsiniz.Tetikleyiciler bu durumlarda işe yaramaktadır. Harika bir buluş.
Red Rock, AZ – 17mm, ISO 400, f/8.0, 1/160th, lightning trigger, © Mike Olbinski |
Gece çekimlerinde de bu tetikleyicilerin örtücülerinizi koruduğuna dair tartışmalar mevcuttur. Fakat ben ne zaman yıldırım fotoğrafı çekecek olsam, her zaman tetikleyiciyi çalıştıracak kadar ışık ortaya çıkmaktadır. Yıldırım oklarının yapısı göz önüne alınırsa, tetikleyici deklanşörü harekete geçirmekte gecikebilir ve yıldırımı kaçırabilirsiniz. Ben, 1/15-25 saniyelik sürekli çekimler yaparak yıldırım oklarını yakalamaya çalışıyorum. Gece olunca da 2 ya da 3 saniyelik çekimler yapmaya başlıyorum ve tetikleyiciyi çıkarıp intervalometre kullanmaya başlıyorum. Bu, benim yöntemim.
Tucson, AZ – 14mm, ISO 50, f/16, 2 sec, time-lapse capture, © Mike Olbinski |
Gün boyunca, time-lapse yaparken, bir tetikleyici olmaksızın yaptığım çekimler sürerken bu yıldırım oklarını yakalama şansı elde ediyorum. Her bir ya da iki saniyede yaptığım çekimler sırasında kamerama birkaç yıldırım takılıyor. Bu bana sayısız bir şekilde bu şekilde oldu. Daha uzun süreli çekimlerde de birkaç yıldırım fotoğrafı çekebilme şansı elde etmiştim. Eğer time-lapse ile ilgili iseniz, bunu deneyebilirsiniz.
Kamera Ayarları
İnsanlar bana "Bu harika yıldırım fotoğrafları çekebilmek için hangi ayarları kullanıyorsun?" diye sorduklarında bütün diğer fotoğrafçılık dallarında olduğu gibi değişkenlik gösterdiği cevabını veriyorum. Yine de size rehberlik edebilecek birkaç iyi öneri mevcuttur.
Gün boyunca çekim yaparken, mümkün olduğunca en yavaş perde hızını kullanarak en iyi sonucu elde etmek isteyeceksiniz, ki bunun için f/16-f/22 gibi bir diyafram açıklığı ve bir doğal yoğunluk filtresi kullanmanız gerekecektir. Bu tür fotoğrafçılık dallarında ND filtre kullanmayı pek sevmiyorum, çünk geçmişte bu tür kullanımlarımda, filtrelerin yıldırımları olduğundan silik gösterme eğiliminde olduğunu fark ettim, yine de denemeye değecek bir şeydir. Bir filtre takılı iken ISO'yu 200 olarak ayarlayın ve yıldırımın biraz yoğun bir şekilde düşmesini ümit edin. Gündüz yıldırım çekimleri daha da zordur. En iyi sonuçlar, fazla gün ışığının olmadığı, yoğun bulutların olduğu karanlık havalarda elde edilir. Yıldırımlar koyu bir arka planın olduğu durumlarda en iyi sonuçları verecektir.
Camp Verde, AZ – 23mm, ISO 100, f/18, 6 sec, © Mike Olbinski |
Gece çekimleri ise ayrı bir meşakkattir. Çekim ayarlarınızı değiştirmenizi gerektirecek birçok durum vardır. Şehirde misiniz? Zifiri karanlıkta bir çekim mi yapıyorsunuz? Dolunay mı var? Yıldırımlar hızlı ve şiddetli bir şekilde mi yoksa dakikalarca bekleyerek mi düşüyor? Yıldırımlar birkaç kilometre uzaklıkta mı yoksa 40 kilometre uzaklıkta mı?
Aşağıda bazı özel durumlar için bazı özel ayarları bulabilirsiniz:
- Alacakaranlık/Gün batımı: 2-10 saniye, f/10-f/16, ISO 200. Yıldırımların daha da belirgin olmasını istiyorsanız ISO'yu artırabilirsiniz.
- Mavi Saatler: Hava daha da kararmaya başladığı için diyaframı daha da açabilir ve perde hızını artırabilirsiniz.
- Hava daha da karanlıklaştığında ISO daha önemli olmaya başlayacaktır. Siyah bir gökyüzünde parlak bir yıldırım görüntüsü olduğunda ISO'yu yükselterek ışık parlamaları riskini göze almanıza gerek yoktur.
- Şehirde, hava karardıktan sonra – daha dar bir diyafram şehir ışıkları için mücadele etmekte size daha iyi sonuçlar verecektir, bu nedenle f/10-f/16 gibi bir değer kullanabilirsiniz. Perde hızı ve ISO yıldırımların ne kadar parlak olduğuna göre değişiklik gösterebilir.Ben şehir içinde yıldırım fotoğrafları çekerken 10-15 saniyeler kullanırım.
- Hava karardıktan sonra, ışık ortamda az ise – tipik olarak f/5-f/8 gibi geniş diyafram değeri kullanın. ISO'yu düşürmek isteyeceksiniz, bu nedenle ISO 100 iyi bir tercihtir. Böylece ışık parlamaları oluşmaz. Eğer hava çok karanlık ise 20-30 saniye gibi uzun perde hızları kullanabilirsiniz.
- Hava karardıktan sonra, ortam ışığı çok fazla ise, örneğin dolunay var ise – bulutlardaki hareket bulanıklığını en aza indirmek için daha hızlı perde hızları kullanabilirsiniz.
- Yakın yıldırımlar – dar diyafram, düşük ISO.
- Uzaktaki yıldırımlar – diyafram değişebilir, yıldırımların daha iyi görünmesi için yüksek ISO.
Son olarak, bütün bu değerler kendiliğinden en iyi sonucu vermez. Bu nedenle dışarı çıkmalı ve zevkinize göre en iyi sonuçları uygulayarak keşfetmelisiniz.
Dikkat Edilecek En Önemli Şeyler
- Yıldırımları aşırı parlatmayın. Bazen yıldırımlar oldukça parlak bir şekilde düşer ve bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Fakat bu şekilde gerçekleşen bir yıldırım gördüğünüzde yapabileceğiniz şeyler diyaframı kısmak ve ISO'yu düşürmek olmalıdır.
- Yıldırımın çok karanlık olmasına izin vermeyin. Madalyonun diğer yüzü de bu. Eğer diyaframı çok kısar ve ISO'yu düşürürseniz, yıldırımların yeteri kadar parlak ve canlı görünmediğini fark edebilirsiniz. Bunu düzeltmek için bilgisayarda rötuş yapmak gerekecek, bu da fotoğraftaki gren (niose) miktarını artıracaktır. Eğer yıldırımlar yeteri kadar parlak değilse muhtemelen fotoğrafınıza bulutlar ekleyemeyeceksiniz.
- Hayalet bulutlar. 25 saniye ya da daha uzun perde hızları kullanarak bir çekim yapıyorsanız, farklı yıldırımlar tarafından aydınlatılmış gibi görünen hayaletimsi bulutlar ile karşılaşabilirsiniz.
Odaklama
Odaklamadan yukarıda bahsetmiştim, fakat bu konuda ayrı bir şekilde durmak gerektiğini düşünüyorum. Yıldırım fotoğrafçılığında gördüğüm en önemli hatalardan birincisi hatalı odaklamadır (ikincisi aşırı parlak yıldırımlar). Bu nedenle odaklamanın nasıl yapılacağını öğrenmek elzemdir.Buna kendimi de dahil ediyorum! Geçtiğimiz yazın, evimin hemen dışından çekebileceğim bir sürü yıldırım fotoğrafı çekebilme imkanı elde etmiştim, fakat sonradan fark ettim ki hepsi odak dışı olmuş. Hepimizin yaşayabileceği bir sorun bu.
Phoenix, AZ, ISO 200, 26mm, f/8.0, 15 sec, © Mike Olbinski |
Bu sorunu yaşamamızın en büyük sebebinin lensimizin "sonsuza" odaklama özelliğine güvenmemiz olduğunu düşünüyorum. Bazı lenslerin "sonsuzda" katı bir şekilde durakları olmasına rağmen (Canon'dan diğer lensler üzerinde o kadar da bilgili değilim açıkçası), çoğu lenste böyle bir özellik yok. Eğer hepsinde olsaydı bile, bu kesinlikle mükemmel sonuç vereceği anlamına gelir miydi?
Gece bile etkili bir şekilde odaklamanın en iyi yolu:
- Uzaktaki şehir ışıklarına odaklayın. Gece çekimlerinde en güvenilir yol olarak bunu kabul ediyorum. Bazen, Ay'a odaklamayı da iyi bir tercih olarak görürüm.
- Eğer odaklama yapabilmeniz için yeterli ışık yoksa, en iyi yöntem olarak Canlı İzleme (Live View) özelliğini kullanırım. Canlı İzleme özelliğini kullanın, mümkün olan herhangi bir şeye yakınlaştırın – ufuktaki en küçük bir nokta bile olabilir, ve bu noktaya odaklayın.
- Hiçbiri işe yaramazsa, "sonsuzu" kullanın. Bir yıldırım fotoğrafı çektiğinizde, odakta olup olmadığını kontrol edin. Eğer değilse, ayarlarınızı tekrar yapın.
Unutmayın, (f/5.6 gibi) geniş diyafram kullanımı odaklamayı ciddi bir şekilde etkileyecektir. Örneğin, bir kilometre uzaklıktaki bir ışığa odaklarsanız ve yıldırım sekiz kilometre öteye düşerse, büyük oranda yumuşak bir görüntü elde edersiniz. Bu sorunla baş edebilmenin yolu, daha dar diyafram değeri kullanmaktır. Bir seferinde, hava oldukça karanlıktı. Bir kilometre uzkta gelen bir kamyonun farlarına odaklamıştım. Yıldırım 15 kilometre kadar uzakta yere düştü ve tamamıyla odak dışı kalmıştı. Ağlamıştım – biraz.
Bir diğer ipucu da, ki ben hiç denemedim, f/8- f/10 diyafram değerinde sonsuza bir kez doğru bir şekilde odakladığınızda lensin üzerine bir bıçakla ya da bir boya kalemi ile küçük bir çentik atmak (ya da çizgi çizmek) ve gerektiğinde bunu kullanmaktır.
Deneyin, Güvende Kalın ve Eğlenin!
Bütün tavsiyelerim kendi deneyimlerime dayanmaktadır. Farklı seçenekler ve düşünceleriniz olabilir, farklı yöntemleriniz de. Olabilir. Kendi yöntemlerinizi bulmanız, fotoğrafçılığın genel çalışma prensibidir.Verebileceğim en iyi tavsiye, daha fazla deneme yapmanızdır. Bulunduğunuz yerde yıldırımlara pek rastlamıyor olabilirsiniz, bu nedenle bir gezi planı yapabilirsiniz ve günlerinizi, karşılaştığınız her yıldırımı çekebilmekle geçireceğiniz birkaç haftalık tatile gidebilirsiniz.
Whetstone – (Highway 90 near Whetstone, AZ 50mm, ISO 100, f/5.6, 25 sec), © Mike Olbinski |
Hayattaki diğer her şey gibi uygulama sizi daha iyi bir hale getirecektir. Bu makaleyi okuyabilir ve ne yapacağınızla ilgili fikir edinebilirsiniz, fakat dışarı çıkmak her zaman yeni hikayeler demektir. Ben bu konuda çok fazla deneme yaptığım için yıldırımlarla karşılaştığımda nasıl davranmam gerektiğini biliyorum. Yine de bazı zamanlarda birkaç deneme çekimi yapmamı gerektirecek anlar da olmuyor değil. Bütün çekim koşulları aynı değildir ve her bir sahne için doğru ayarları yavaş yavaş öğreniyor olacaksınız.
Lütfen güvenlik tedbirlerinizi alınız. Üç ay kadar önce, 20 metre kadar yakınıma bir yıldırım düştü. Dehşet vericiydi! Korkunçtu elbette. Yıldırıma yakınlaşmanın, üzerinize yıldırım düşmesi riskini artıracağını bilin. İki fırtına avcısı bu sene yıldırım düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu gerçekten tehlikeli.
Yine de eğlenmenize bakın. Kameranızda bir yıldırım okunu görmek kadar güzel bir şey yok. Umarım şans yanınızda olur.
© Mike Olbinski
Yorum Gönder
Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yorum yapmak için kayıt olmanız gerekmemektedir.