Yıllardır sayısız uzmanla görüştük, özellikle sizin gibi fotoğrafçılarla, kimi zaman fotoğrafçılığa yeni başlamış, kimi zaman fotoğrafçılıkta yılları devirmiş uzun süreli kullanıcılarla, hemen hemen hepsi aynı dertlerden muzdaripti.
Konuşmalarımızdan sonra bütün yaş ve yeteneklerdeki kişilerin her zaman aynı sorunlarla karşılaştığını fark ettik.
Aşağıda, en sık karşılaşılan 99 fotoğrafçılık sorununu ve bu sorunların üstesinden gelmenize yardımcı olacak çözümleri bulabileceksiniz, böylece aynı sorunlarla tekrar karşılaşmayacaksınız!
Bir dizi kamera ipucu, açıklama, tanımlama ve sorularınıza cevaplar hazırladık; ayrıca gerekli olan yerlerde ek bağlantılar hazırladık ki sorularınız ile ilgili daha detaylı bilgilere erişebilesiniz. Daha detaylı bilgiler edinmek için bu makaleleri de okuyabilirsiniz.
Son olarak, eğer bu makalemizde bahsetmediğimiz bir sorunla karşılaşıyorsanız... bize bildirin!
Hepimizin karşılaştığı genel fotoğrafçılık problemleri
© Marcus Hawkins |
Full-frame bir kamera 35mm filmli bir kameranın kullandığı boyutta bir sensör kullanır. APS-C kameralar ise Advanced Photographic System (İleri Düzey Fotoğrafçılık Sistemi) adı ile anılan daha küçük boyuta bir sensör kullanır. Seçiminiz, ne tür bir fotoğrafçılık dalı ile ilgileneceğinize bağlı olarak değişecektir.
Herhangi bir eşdeğer odak uzaklığında, daha büyük sensör size daha küçük alan derinliği verecektir – daha az alan odakta net bir şekilde kalacaktır. Bunun bir sonucu olarak full-frame sensör portre çekimlerinde ideal bir hale gelecektir; kullanımında arka plandaki bulanıklık artacak ve ön plandaki özneler daha da öne çıkacaktır.
Diğer yandan, APS-C kameralar daha geniş alan derinliği elde etmek istediğiniz zaman daha kullanışlı olabilir. Örneğin, manzara çekimleri yapıyorsanız ve ön plandaki nesneler ile ufuktaki nesneleri aynı anda odakta tutmak istiyorsanız, oldukça küçük lens diyaframları kullanmadığınız bir full frame kamera kullandığınızda bunu gerçekleştirmeniz oldukça zor olacaktır, bu da daha yavaş perde hızları kullanmanız gerekeceği anlamına gelecektir (daha fazlası için Manzara Fotoğrafçılığı adlı makalemizi de okuyabilirsiniz.).
Spor fotoğrafçılığı için üst düzey kameralardan olan Canon EOS 7D ya da Nikon D300s, bütçeniz elveriyorsa en iyi tercih olacaktır. Bunun nedeni crop faktörün daha etkili odak uzaklıkları kullanımı imkanı vermesidir.
Örneğin, görece hafif bir lens olan 70-300mm bir telefoto lens Canon gövdede 480mm, Nikon, Pentax ya da Sony gövdede 450mm'lik bir odak uzaklığına denk düşecektir.
Detaylı bilgi için Full-frame DSLR Avantajları adlı makalemize de göz atabilirsiniz.
2. Problem: Four Thirds ve Micro Four Thirds kamera sistemleri arasındaki fark nedir? Her iki sistemdeki lensler birbiriyle uyumlu mudur?
Çoğu DSLR'den farklı bir şekilde, Four Thirds kameralar 4/3'lük bir boy oranı sunmaktadır ve 2.0-1-5x oranında büyük bir crop faktör oranı vermektedir – 1.6x normaldir. Bu, Micro Four Thirds kameralar için de geçerlidir ancak bunlar genellikle kompakt kameralardır çünkü optik vizör veya ayna sistemi kullanmazlar.
Bu kameralar Micro Four Thirds lensler kullanır ancak bir dönüştürücü yardımıyla Four Thirds lensleri de kullanabilirsiniz.
© Marcus Hawkins |
3. Problem: Döndürülebilir LCD içeren bir DSLR mi yoksa sabit ekranlı bir DSLR mi satın almalıyım?
Canon EOS 600D, Nikon D5100, Sony a390 gibi bazı DSLRler döndürülebilir LCD ekrana sahiptir. Canon ve Nikon ekranları tam döndürülebilir özellikte iken Sonylerdeki ekranlar belirli bir açı ile yukarı - aşağı kaydırılabilmektedir. Bütün durumlarda, çok yüksek veya alçak açılardaki çekimlerde, özellikle HD videolar çekerken çok kullanışlı olmaktadır.
Canlı İzleme Moduna geçin ve kamerayı başınızın yukarısında tutarak bir kalabalığı yüksekten çekebilir, kamerayı yer seviyesinde tutarak vizörden bakamadığınız durumlarda kolaylıkla çekimler yapabilirsiniz.
Tam açı ile döndürülebilir bir LCD harika bir çeşitlilik imkanı vermektedir, çünkü kamerayı her açı ile döndürebilir ve kameranın önüne geçerek de çekimler yapabilirsiniz. Kamerayı bir üçayağa (tripod) bağladığınızda, selfie çekerken oldukça faydalı olacaktır.
Tam açı ile döndürülebilir LCD ekranlar tersine döndürülebilir ve kameranın ekranı kameraya bakacak şekilde içe katlanabilir. Böylece kamerayı taşırken darbelere karşı bir koruma önlemi de almış olabilirsiniz.
4. Problem: Bazı özelliklere göre kameraları karşılaştırıyorum, otomatik odaklama noktaları arasındaki farklar nelerdir, kaç tane olması benim işimi görebilir?
Olympus E-450 gibi bazı giriş seviyesi DSLRlerde sadece üç AF noktası bulunmakta iken Nikon D300s 51 AF noktasına sahiptir. Daha fazla sayıda AF noktasına sahip olan kameraların en önemli avantajlarından birisi, hareket halindeki nesnelerin çekimi yapılırken continuous autofocus mode (Sürekli Otomatik Odaklama Modu) kullanılırken nesneleri daha isabetli bir şekilde takip edebilmesidir. Ayrıca tek bir odaklama noktası seçerek odaklamanın yapılmasını istediğiniz alanı seçebilir, odaklama yaptıktan sonra kompozisyonu yeniden oluşturma zahmetinden kurtulabilirsiniz.
Her bir AF noktası ya da AF noktaları normalde vizörden baktığınızda size odaklamanın kilitlendiği hedefi gösteriyor olacak olsa da bazı durumlarda, örneğin Pentax K-x Basic kameralarda AF noktaları yatay ya da dikey bir doğrultuda odaklamayı kilitleyebilmektedir.
Çapraz-tip AF noktaları aynı anda her iki düzlemde de çalışabilmektedir, bu yüzden hareketli nesnelerin çekiminde daha isabetli sonuçlar elde edebilmektedir. Bazı DSLRlerde sadece merkezi AF noktası çapraz-tiptedir, fakat gelişmiş modellerde daha fazla özellikli olma eğilimi vardır.
Örneğin, Canon 7D, 19 tane ve hepsi çapraz tip AF noktası bulunmakta iken Nikon D300s'in 51 AF noktasının 15 tanesi çapraz tiptedir.DSLRler genellikler merkezi AF noktalarında yüksek hassasiyet sunmaktadır, özellikle f/2.8 gibi hızlı lensler ile kullanıldığında çok daha hızlı ve isabetli odaklama yapabilmektedir.
5. Problem: Bazı fotoğrafçıların 'geniş' ya da 'dar' diyafram hakkında konuştuklarını duydum, bunlar ne anlama geliyor?
Bu terimler, kullanılan diyaframın boyutunu ifade etmektedir. Kafa karıştırıcı olabilir, çünkü küçük f/stop numarası (f/2.8 veya f/4 gibi) daha geniş diyafram değerini tanımlamaktadır.
Geniş bir diyafram kullanılarak yapılan bir çekim, © Marcus Hawkins |
Ancak, bir fotoğrafçı 'küçük bir diyafram' kullandığını söylüyorsa, genellikle en yüksek (f/16 ya da f/22 gibi) diyafram değerlerini kullanıyorlardır. Diyaframı, f/stop yerine kullanılan bir kesir olarak düşünürseniz, daha mantıklıdır.
Dar diyafram kullanılarak yapılan bir çekim, © Marcus Hawkins |
Örneğin, 1/4, 1/16'dan büyüktür, öyleyse f/4, f/16'ya oranla daha fazla ışık elde etme imkanı sunacaktır. Pozlamaya etki etmenin yanı sıra, seçeceğiniz diyafram değerinin alan derinliği üzerinde büyük bir etkisi olacağını, alan derinliğinin de fotoğrafçıların kullandıkları en güçlü araçlardan birisi olduğunu unutmayın.
DAHA FAZLASI İÇİN: Alan Derinliğini Kontrol Etmenin Üç Yolu
6. Problem: Alan derinliğini artırmak için küçük bir diyafram kullanmam gerektiğini anlıyorum –fakat neden böyle yapmalıyım?
Alan derinliğini, ön ve arka odak noktaları arasında kalan ve kabul edilebilir netlikte görünen bir alan olduğunu düşünün. Alan derinliğini azaltarak odak içinde kalan kısmı hassas bir şekilde azaltabilir ve diğer alanların bulanık olmasını sağlayabilirsiniz. Bu, fotoğrafta dikkat çekmek istediğiniz alanı öne çıkarmayı sağlayabilirsiniz, böylece dikkat dağıtıcı ögeleri fotoğrafınızda gizleyebilirsiniz.
Alan derinliğini artırmak tersi etkiye sebep olacaktır, sahnede daha fazla alanın net kalmasını sağlayacaktır. Odaklama uzaklığını ve odak uzaklığını artırmak da dahil olmak üzere birçok farklı etken alan derinliğini etkiliyor olsa da diyafram değeri ile alan derinliğinin ilişkisi, geniş diyafram daha az alan derinliği, dar diyafram daha fazla alan derinliği şeklinde açıklanabilir.
Diğer bir deyişle, Büyük genişlik, daha çok Bulanıklık, Küçük genişlik, daha fazla Keskinlik olarak açıklanabilir. Daha fazla bilgi için Fotoğrafçılıkta Alan Derinliği Nedir? adlı makalemizi de okuyabilirsiniz.
7. Problem: DSLR'mi bir yıldır çeşitli lensler ile birlikte kullanmaktayım ve sensörümde toz bulunabileceği söylendi. Bunu nasıl öğrenebilirim?
Mavi bir gökyüzü gibi parlak, temiz bir nesne bulun. Kamerayı Diyafram Öncelikli Moda ayarlayın, f/22 gibi küçük bir diyafram seçin. Olabildiğince zum yapın ve lensinizi elle sonsuza odaklayın.
Birkaç tane fotoğraf çekin ve bu fotoğrafları bilgisayarda %100 büyütme yaparak karşılaştırın. Her bir çekimde aynı noktada yer alan koyu noktalar sensör üzerinde yer alan toz (kir) kalıntılarıdır.
8. Problem: Kapalı alanlarda çektiğim fotoğraflar çoğu zaman iğrenç bir şekilde sarı görünüyor. Bu normal mi, yoksa bir şeyleri yanlış mı yapıyorum?
Bu, genellikle doğru bir şekilde ayarlanamamış beyaz dengesinden kaynaklanmaktadır. Kameranızdaki otomatik beyaz dengesi ayarı parlak gün ışığı, bulutlu gökyüzü ya da gölgelik alanlar gibi gün içindeki ışık koşullarında iyi sonuçlar vermektedir, ancak kapalı alanlardaki renk sıcaklığı genellikle hatalı ölçülür. Bu nedenle, genellikle kapalı alanlardaki fotoğraflar sarı tonlardaki renkler alır.
Bu sorunu en kolay yoldan çözmenin yolu, standart lambaların olduğu kapalı alanlarda Tungsten (Akkor), floresan lambalı aydınlatmalar için Fluorescent ayarını seçmektir. İşin zor olan kısmı, ortamı aydınlatan farklı ışık kaynakları olduğunda meydana gelmektedir – örneğin, ev içinde çekim yaparken camdan gün ışığı gelirse.
Bu gibi durumlarda isabetli ölçümler yapabilmek için gri bir kağıt parçası kullanmak iyi bir sonuç verecektir, ancak bir beyaz kağıt parçası da genellikle iyi sonuçlar verecektir. Her iki durumda da bu kağıt parçasını çekim yapacağınız nesneye olabildiğince yaklaştırın, daha sonra Custom White Balance ayarını kullanarak beyaz dengesini ayarlayın ve çekiminizi yapın.
Seçeneklerinizi artırabilmek için RAW çekin, daha sonra bu fotoğraflarla rötuş yaparken beyaz dengesini isteğinize göre değiştirebilirsiniz.
Detaylı bilgi için Beyaz Dengesi Nedir adlı makalemizi de okuyabilirsiniz.
9. Problem: JPEG formatı ile birkaç fotoğraf çektim ancak beyaz dengesinin hatalı olduğunu gördüm. RAW olarak çekseydim bu sorunu düzeltebileceğimi biliyorum, fakat JPEG çektiğimde bu sorunu düzeltmenin bir yolu yok mu?
RAW çekimlerde beyaz dengesini değiştirmek oldukça kolaydır, RAW düzenleme programları genellikle daylight, cloudy, shade ve tungsten gibi ayarlar sunmaktadır. JPEG'de bu tür düzenlemeler zordur, fakat yine de düzeltebilme imkanı vardır.
Adobe Bridge ile dosyayı açın ve File> Open in Camera Raw yolunu izleyin. Bu, RAW dosyalara yapabileceğiniz gibi beyaz dengesini değiştirebileceğiniz bir ayara sizi ulaştıracaktır. Alternatif olarak, Adobe Photoshop Elements programında Remove Colour Cast adlı bir araca, Enhance > Adjust Colour yolu ile de ulaşabilirsiniz.
Genellikle gözden kaçırılan en etkili fotoğraf düzenleme programlarından birisi de Corel Paintshop X5'tir. İleri düzey ve etkili Colour Balance Tool (Renk Dengesi Ayarı) mevcuttur, bu ayar ile beyaz dengesini kolaylıkla düzeltebilir ve beklenilen sonuçlara ulaşmak için gelişmiş ayarları kullanabilirsiniz.
RAW Çekmenin Avantajları adlı yazımızı da okuyabilirsiniz.
© Marcus Hawkins |
10. Problem: Bazen gün batımı fotoğrafı çekiyorum, ancak pek renkli görünmüyor? Neden oluyor bu?
Genellikle beyaz dengesinin otomatik olarak renk sıcaklığındaki değişiklikleri engellemeye çalışmasından kaynaklanmaktadır, kamera bu şekilde hareket ederek daha doğal bir görünüm elde etmeye çalışır. Sonuç olarak, AWB (Otomatik Beyaz Dengesi) ayarı bütün bir gün doğumu ya da gün batımı fotoğrafını alabildiğince turuncu bir tona sokabilir, sonuç olarak tatsız görüntüler meydana çıkabilir.
Bunun sorunu ön tanımlı bir beyaz dengesi ayarı kullanmaktır. Normal Daylight (Gün ışığı) ya da Sunlight ayarı genellikle isabetli sonuçlar verecektir, fakat güneşin düşük açı ile geldiği saatlerde en iyi sonuçları elde edebilmek için Cloudy (Bulutlu) beyaz dengesi ayarını seçmektir. Turuncu tonları abartılı bir şekilde sunmak için Shade (Gölgeli) beyaz dengesi ayarını seçebilirsiniz.
Harika Gün Batımı İçin 5 İpucu adlı makalemizi okuyarak daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.
11. Problem: Canon kameramla ISO 3200 ile bazı iç mekan çekimleri yapıyorum ve hepsinde aynı yerde küçük kırmızı noktalar görüyorum. Bu neden gerçekleşiyor ve bu sorunu nasıl çözebilirim?
Kameranızın sensöründe bazı sıcak noktaların (hot piksel) olduğu görülüyor. Bunu temizlemek için lensi çıkarın ve kamera gövdesine toz kapağını takın.
Şimdi, kameranızın menüsünü kullanarak manuel sensör temizleme işlemini gerçekleştirin. Toz kapağı takılı halde bu işlemi gerçekleştirin, çünkü sensörü temizlemenize gerek yoktur. Temizleme özelliği çalıştıktan, aynayı kaldırıp obtüratörü açtıktan sonra kamerayı bu şekilde bir dakika kadar bekletin.
Son olarak bu özelliği kapatın, böylece obtüratör kapanacak ve ayna yerine geri dönecektir. Toz kapağı takılı olduğu halde manuel çekim modları ile ve farklı ISO ayarlarında birkaç tane 30 saniyelik çekimler yapın, daha sonra bu görüntüleri %100 yakınlaştırma oranı ile bilgisayarınızda önizleyin ve bu sıcak noktaların temizleniğ temizlenmediğini kontrol edin.
Bütün işlemleri, bütün sıcak piksellerden kurtulabilmek için birkaç kez tekrar etmeniz gerekebilir. Eğer her şeye rağmen bu noktalar kaybolmuyorsa, kameranızı tamire götürmeniz gerekmektedir.
1. SAYFA: Genel Fotoğrafçılık Problemleri
2. SAYFA: Lens Kullanımı
3. SAYFA: Dijital Kamera Aksesuarları
4. SAYFA: Dijital Kamera Ayarları ve Kontrolleri
5. SAYFA: Kamera Pozlaması
6. SAYFA: Flaş Kullanımı
7. SAYFA: Fotoğrafçılık Tekniği
Yorum Gönder
Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yorum yapmak için kayıt olmanız gerekmemektedir.