Son Yazılar

29 Haziran 2018 Cuma

Sokak Fotoğrafçılığı Kompozisyon Dersleri #11: “Sıra Dışı Olanı İşaret Et”


© Martine Franck / RUSYA. Moskova. Ballet Moisseev: genç dansçılar prova yapıyor. Mart 2000
Kompozisyon söz konusu olduğunda, kendinize sormanız gereken ilk sorulardan birisi şudur: "Konu kimdir?"

Fotoğraftaki ana konuyu (ya da konuları) tanımlamakta zorlanıyorsanız – bir sorun var demektir.

Sokak fotoğrafçılığında karşılaşılan zorluklardan birisi, çok sayıda varlık arasında istenilen konun etkili bir şekilde sunabilmektir. Çerçevede birden çok varlık bulunduğunda, ana konunun ne olduğuna odaklanmayı sağlamak çoğunlukla zordur.

Peki, bu zorluğun üstesinden nasıl gelebilirsiniz? Bu konuda, "Sıra dışı olanı işaret et" kompozisyon kavramını öneriyorum.

“Sıra dışı olanı işaret etmek mi?”

"Sıra dışı olanı işaret et"derken ne demek mi istiyorum? Tamam, bunu görselleştirmek için şunu kullanalım: samanlıkta iğne aramanın ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. Daha sonra, bir vücut geliştirme yarışmasında pısırık bir insanı belirlemenin ne kadar kolay olacağını düşünün:

Sıra dışı olanı işaret et: kim buraya ait değil? Evet, bildiniz, ortadaki pısırık kişi.
Bir başka örneğe bakalım — bu çok daha sevimli. Aşağıdaki fotoğrafta "sıra dışı olanı işaret edelim":

Hangisi buraya ait değil?
Çekiminizde çok fazla varlık bulunduğunda bile, kimlerin kareye aykırı olduğunu, kimlerin fotoğrafa ait bulunmadığını görmek çok kolaydır. Aşağıdaki fotoğrafta "sıra dışı olanı işaret edelim":

Kim bu kalabalığa ait değil? Evet, bildiniz, kırmızılı genç (umalım ki dayak yememiştir).
"Sıra dışı olanı işaret et", çerçeve içindekilerle aynı şeyi yapmayanı, diğerleri gibi görünmeyeni, diğerlerinden farklı renkte olanı ya da farklı bir karakteri sunma fikridir.

Bu fikri sokak fotoğraflarında görselleştiren ustaların bazı ünlü fotoğraflarını inceleyelim:

Constantine Manos / ABD. Massachusetts. Boston. 1974.

© Constantine Manos / ABD. Massachusetts. 1974.
Constantine Manos'un bu fotoğrafında, fotoğrafta çok fazla insan var – muhtemelen bir gösteri ya da yürüyüş gibi bir şey.

Peki, kalabalığın geri kalanından öne çıkan kimdir? "Farklı olanı işaret edebiliyor musunuz"?

Evet – bildiniz – sağdaki kız. Peki, kalabalıktan onu ayıran nedir?

1. Her şeyden önce, yüzü görünen tek kişi odur. Diğer herkesin kafası kesilmiş.
2. İkincisi, o — göğüsleri büyümüş olan — diğer kadınlardan çok daha küçüktür. O açıkçası hala bir çocuk.
3. Üçüncüsü, o herkesten kısadır – düzeni bozmuştur ve diğerlerine uymamaktadır.

Bu nedenle, bir insan denizinin fotoğrafı çekilmiş olmasına rağmen, çekim oldukça basittir. Küçük kız grubun geri kalanından ayrılmakta ve onun ana konu olduğunu kolaylıkla fark edebilmektesiniz.

Fotoğrafı sevme sebebim, bu kızın oraya ait değilmiş ve kafası karışmış gibi görünmesidir. Fotoğrafı yorumlama şeklim, kızın hızlı bir şekilde büyümek ve fotoğraftaki diğer kadınlar gibi olgunlaşmak istemesiydi – ancak sadece diğerlerini taklit ediyor, bir şekilde oyun oynadığını sanıyordu ve ne yapıldığı hakkında kesin bir fikre sahip değildi. Büyük bir masumiyet sergilemekteydi — gençliğin masumiyeti.

Martine Franck / RUSYA. Moskova. Ballet Moisseev: genç dansçılar prova yapıyor. Mart 2000.

© Martine Franck / RUSYA. Moskova. Ballet Moisseev: genç dansçılar prova yapıyor. Mart 2000.
Bu fotoğraf da önceki fotoğrafa oldukça benzer. Martine Franck tarafından çekilmiştir. Tüm genç ve zarif dansçıları görüyorsunuz – hepsi birbirine kenetlenmiş ve ellerini çapraz bir şekilde bağlamışlar. Kollarındaki desen büyüleyicidir:

1. Şekil: Kolların büyüleyici desenine dikkat edin. Neredeyse çitlerdeki teller gibi görünüyor.
Dansçıların kollarının oluşturduğu şekle dikkat edin.
Kolların birbirine kenetlenmiş etkisi, bir desen oluşturmaktadır. Bu da, hepsinin birbirine bağlı görünmesini sağlamaktadır. Güçlü ve tektir.

Peki, fotoğrafa baktığınız zaman, "sıra dışı olanı işaret edebilir misiniz"? Evet – başını yana eğen ve yüzünü görebildiğiniz tek kızdır.

2. Şekil: Öne çıkan kız.
"Deseni kırdığı" için, öne çıkan kızın ana konu olduğunu görebiliyorsunuz.

Fotoğraftaki sadeliği ve zarafeti seviyorum. Arka plan, bir bale okulunun sade beyaz rengi ile kaplıdır. Ön planda, kompozisyonun daha etkili çalışmasını sağlayan güçlü yatay çizgileri görebiliyorsunuz:

3. Şekil: Bu fotoğrafı bir manzara fotoğrafında olduğu gibi etkileyici yapan güçlü yatay çizgileri görebilirsiniz.
Bale öğrencilerinin koyu renkli elbiseleri ile arka plandaki beyaza karşı güçlü bir şekil - zemin ilişkisi (karşıtlık) de görülebiliyor. Adam Marelli'den öğrendiğim bir teknik, fotoğrafı bulanıklaştırmak ve konuları yine de görüp göremeyeceğinizi incelemektir:

4. Şekil: Etkili bir "şekil - zemin ilişkisi" testi, fotoğrafı bulanıklaştırmak ve fotoğraftaki konuların görünürlüğünü test etmektir. Evet, bu fotoğraf "şekil - zemin ilişkisi" testini geçiyor. Fotoğraf midenizi bulandırdıysa (ki benim bulandırdı) özür dilerim.
Ana fotoğrafı bir saniyeliğine tekrar analiz edelim:

Fotoğrafı çok sevmemin sebebi (kompozisyonun yanı sıra) fotoğrafın ortasındaki kızın çaresizlik hissidir. Fotoğraftaki herkes ayakta – güçlü ve poz veriyormuş gibi görünüyor, ancak o sanki her şeyden vazgeçmiş gibi. Başını dik tutmaya ve belki de bu yorucu bale derslerine (öyle duyuyorum) devam etmeye gücü kalmamış olabilir. Gözlerinde bir vazgeçiş görünüyor – belki de aklı başka yerlerdedir.

Fotoğrafın kompozisyonu güzel olsa da, fotoğrafta bir üzgünlük ve melankoli hissi hakim.

© Martine Franck / RUSYA. Moskova. Ballet Moisseev: genç dansçılar prova yapıyor. Mart 2000.
Burada kendinize şunu soruyor olabilirsiniz: "Bir fotoğrafta bir ana konu olmak zorunda mı?"

Bana göre, "mecbur değil". Yine de, güçlü ana konulara sahip olunan fotoğraflarda odaklanma daha kolaydır ve bu fotoğraflar daha çekici ve akılda kalıcı olur.


Christopher Anderson / ŞİLİ. Santiago. 1995.

© Christopher Anderson / ŞİLİ. Santiago. 1995.
Fotoğrafın konusunu kolayca saptamanın bir başka yolu, çerçeveye en yakın olan varlığa dikkat etmektir.

Christopher Anderson'un bu fotoğrafında, arkada nizami şekilde yürüyen bir asker denizi görüyorsunuz.

Ortaya bir desen çıktığında — psikologların "istifleme (chunking)" dediği durum ortaya çıkıyor. Buradaki fikir, arka planı tek bir desen olarak genelleştirmektir.

Yani, arka plandaki askerlere baktığınızda, 30 tane asker görmezsiniz. Bunun yerine tek bir "büyük istif" deseni görürsünüz:

1. Şekil: Beynimiz arka plandaki askerleri tek bir birim olarak görmemizi ve tekrarlayan desenleri "istiflememizi" sağlar.
"İstifleme" fikrini daha iyi anlamanız için şu soruyu soralım: bir ormana baktığınızda, binlerce ağaç mı görürsünüz yoksa sadece "ormanı" mı?

Binlerce ağaç mı görüyorsunuz? Yoksa sadece "ormanı" mı?
Psikolojik olarak, beynimiz ağaçları "istiflemektedir". Ağaçları tek bir birim olarak görürüz.
Her neyse. Anderson'un fotoğrafına geri dönelim – çerçeveye en yakın durumda bulunan generalin fotoğrafın geri kalanındaki askerlerden farklı giyindiğini biliyoruz. Sadece bu da değil, ayrıca, arka plandaki insanlar bulanıktır:

2. Şekil: Konu, çerçevenin ortasında ön plana çıkmaktadır.
Fotoğrafta, yaklaşan bir kıyametin öyküsü hissediliyor. Arkadaki askerlerin yürüyüşünden, bir şeyle savaşmak için yürüdüklerini hissedebiliyorum.

Daha sonra, öndeki generalin dudağını ısırışını görüyorum - askerlerin gittiği yöne doğru bakıyor.  Gözlerinin şapkasının gölgesinde kalması da çekimi daha dramatik hale getiriyor:

3. Şekil: Gözlerin ve askerlerin aynı yöne yönelmiş olması fotoğrafa enerji ve gerilim katıyor.

Abbas / İRAN. Shahr Rey. 1997.

© Abbas / İRAN. Shahr Rey. 1997.
Fotoğraftaki ana konuyu göstermenin bir diğer yol da göz teması kurmaktır.

Genel olarak, çerçevede birden fazla insan varsa ve herkes sizden uzaklaşıyorsa, size bakan kişi ana konudur.

Yukarıdaki fotoğrafta, bir mopet ile bir erkek ve üç kadının yaptığı yolculuğu görüyorsunuz. Çerçevenin solda kalan üç öznesinin gözlerini ya da bakışlarını göremiyorsunuz ancak doğrudan size bakan kadın ana konudur. Size doğru bakmakta ve sizi büyülemektedir.

Yani, ana konuyu yakalamanın kolay bir yolu, "doğrudan size bakmalarını sağlamaktır". Bir söz vardır: "Gözler ruhun pencereleridir". Ana konunun doğrudan size baktığı fotoğraflar genellikle daha çekici ve güçlüdür. Hemen hemen tüm portre çekimleri, modeller size doğrudan bakarken çekilir.

"İnci Küpeli Kız" ya da "Mona Lisa"yı düşünün. Bu kadar büyüleyici olmalarının bir nedeni de, sadece size doğru bakmaları değil — bakışlarının içinize işlemesidir:

"İnci Küpeli Kız", Johannes Vermeer, 1665.

Mona Lisa  ve onun sonsuza kadar sürecek olan gizemli bakış ve ifadesi.
Benzer şekilde, bakışları sizden uzaklaşan biri varsa — onlar da öne çıkar (ve muhtemelen ana konudur). Bir aile ya da grup fotoğrafı çekerken, uzaklara bakan bir çocuğun dikkat dağıtıcı olmasının nedeni budur:

Size bakan yüzlerce insan varken bakışı sizden uzaklaşan bir çocuk dikkati üzerine çekecektir.

İstanbul, 2013

İstanbul, 2013
Kendi çektiğim fotoğraflarda, "sıra dışı olanı işaret et" fikrini göstermek için, bu yaz İstanbul'da çektiğim bir fotoğrafı göstermek istiyorum.

Fotoğraftaki ana konu oldukça açıktır — çünkü tam olarak çerçevenin ortasında durmaktadır. Genel olarak, çerçevenin ortasına yerleştirilen konular, ana konu olduklarının açık bir göstergesidir.

Ama aynı zamanda, büyük bir kol denizi içinde, doğrudan size, izleyiciye bakan bir çift göz ana konu olduğunu göstermektedir.

Bu fotoğrafla ilgili çevremdekilerden duyduğum, oldukça tehditkar bir bakış bulunduğudur – ortadaki adam oldukça sert bakıyor.

Fotoğrafla ilgili gerçek ise (habersizce çekme isteğime rağmen), ortadaki adam büyük bir kahkaha attı. Daha sonra bir şaka yaptım, ve tekrar güldük, daha sonra ona gülmediği bir fotoğraf çekmek istediğimi söyledim. İki tane daha fotoğraf çektim, ve sanırım sonuncusu en güzeli oldu:

1. Fotoğraf: Çok fazla kahkaha var. Bana ilginç gelmedi.

2. Fotoğraf: Yine bir gülümseme. Bana göre yine ilginç değil.

3. Fotoğraf: Bana göre en iyisi - ona gülümsememesini söylemiş olmama rağmen, bunun ilgi çekici bir fotoğraf olduğunu düşünüyorum.

Sonuç

"Sıra dışı olanı işaret et" dersini özet geçmek için — birkaç önemli noktayı tekrar edelim:

1. Ana konuyu belirleyin

© Constantine Manos / ABD. Massachusetts. Boston. 1974.
Her fotoğrafta bir ana konu olmak zorunda değildir — ama bana inanın, olduğunda çok güçlü sonuçlar ortaya çıkar.

Sokaklarda fotoğraf çekerken kendinize sorun: "Ana konu kimdir?" Bunu görüntülerde belirlemek baktığınız fotoğrafla güçlü bir bağ kurmanızı sağlayacaktır.

2. Desenleri kırın

© Martine Franck / RUSYA. Moskova. Ballet Moisseev: genç dansçılar provada. Mart 2000.
Genel olarak "sıra dışını işaret etmenin" iyi bir yolu, desenleri kıran konuları bulmaktır. Desenleri kıran genellikle modeliniz olacaktır.

3. Göz teması kurun

© Abbas / İRAN. Shahr Rey. 1997.
Göz teması kurmak, konunun tanımlanmasının harika bir yoludur. Sokaklarda çekim yaparken, göz teması kurana kadar bekleyin.

Eğer bir yaya geçidinde iseniz ve birilerinin yanında duruyorsanız, size bakmayan bir kişinin fotoğrafını çekin. Daha sonra bekleyin ve size baktığında tekrar fotoğraf çekin.

4. Konuya yakınlaşın

© Christopher Anderson / ŞİLİ. Santiago. 1995.
Genel olarak, çerçevede size daha yakın olan konular kolaylıkla tanımlanır. Yani, bir çekim yaparken modelinize yakınlaşmanız bazen iyi bir fikirdir.

Kompozisyon hakkında daha fazla bilgi edinin

Aşağıda, sokak fotoğrafçılığı ve kompozisyon yazı dizisindeki tüm makaleler yer almaktadır:

Bu makaledeki tüm fotoğrafların telifi kendi sahiplerine aittir.

2 yorum :

Makalemizle ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Yorum yapmak için kayıt olmanız gerekmemektedir.

 
Copyright © 2010 - 2021 Profesyonel Fotoğrafçılık . Tasarım: OddThemes - Yayımcı: Gooyaabi Templates - Kullanım Koşulları
DMCA.com Protection Status